25 Mart 2011

Fakir Baykurt bugünleri yazmış bize


BİR UZUN YOL

Bir uzun yol inişli yokuşlu, derelerden geliyor
bir uzun yol dikenli taşlı, zorluklarla uçurumlarla dolu uzaklardan geliyor
bin yılların bataklıkları, yüzyıllar ne canlar yuttu
yağmurlar döküle döküle,sular kıvrıla büküle,sel yatakları yarıntılar
gene de duruldu gökler,günlük güneşlik oldu dünya
ilkeldi ama kardeşlikti, avı kuşu bol dağlar, dallar yemiş yüklü
çok uzaklardan uzaklardan geliyor, haramın adı yoktu kondu
avlandı, alındı, satıldı insanlar,gün 18 saat boyundurukta
Spartaküs’le birlikte Roma’ya yürüdüler,mevsimler boyu kollarda zincir
atlarla birlikte kırbaç altında, beyler konakta, çiftçiler yarıcı eski çağlardan, ortaçağlardan geliyor
ne çıkması kolaydı, ne inmesi, dağlara yukarı dolana dolana
günler aylardan uzun zindanda, aklın sürekli tutuklandığı çağlar
güneşin önünde kara bulutlar, haydin sefere sefere derdi büyük annem
uzayıp giden kulluk yılları, düzen güçlülerin düzeni
ne askerlikler, seferberlikler biter, ne sorgular işkenceler
baş eğmeyen asılır, çarşıları dar ağaçları doldurur.
birbiri ardına ipte çarmıhta kurbanlar, düşüneni konuşanı öldüren teraziler
motorize polis örgütleri, teli telsizli jandarmalar
gün görmeyen hücrelerden ayazı bol koğuşlardan geliyorum
gidecek gidecek bu yol duruşu yok
kimi zaman denizlere varacak,yolcular kulaçlayıp aşacak dalgaları
varsın kıyılar bataklık olsun, dağlar kanlı dikenli olsun
durmadan ulusun çakallar, binbir tuzak kursun haramiler
kim çıkarsa çıksın önüne, kim keserse kesin engellerle
varacak insanlık toplumuna, sende bende orada olacağız herkesle
bitmiş senin benim kavgaları, bitmiş sorgular işkenceler acılar yok ayrılıklardan
ne çalışmanın köleliği, ne işsizlik cehennemi
ne beylik ne paşalık, bir büyük sofrada kurulmuş insanların kardeşliği
tokluğa özgürlüğe içeceğiz şaraplarımızı akşamında
yüzyıllardan binyıllardan, nice yiğit canların kurban gittiği bu büyük yol uzaklardan çok uzaklardan geliyor.

Hiç yorum yok: