4 Mart 2011

Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın


Sürek avı nedir bilir misiniz?

Planlı, programlı, öncesinde pusu kurarak yapılan bir av yöntemidir. Avcılarla birlikte pek çok köpek katılır.

Avı vurmak her ne kadar avcının işi olsa da, köpekler bu avda çok çok önemlidir.

"Teşbihte hata olmaz". O yüzden medyada başlatılan Ergenekon davasıyla ilişkilendirilen gözaltı ve tutuklamalar tıpkı sürek avına benziyor.

Yaş-kuru, ak-kara demeden, Türkiye'de ne kadar muhalif varsa teker teker içeriye atılıyor. İş artık öylesi bir noktaya geldi ki, bu davanın yürütülmesini sağlayan belgeleri yayınlayan gazeteciler bile derdest edilip gözaltına alınmaya başladı.

Ergenekon için "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyenler, "Sözün bittiği yer" tanımlamasını kullanıyor.

Ergenekon'un iflah olmaz destekçileri, "Eğer Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklanırsa, bu davayı destekleyenler arasında derin bir yarık açılır" diye günah çıkartma çabası içine giriyor.

Aslında iş o kadar da basit değil. "Sıra er ya da geç bana gelecek" duygusu insanları sarmaya başladı. Sabahın kör karanlığıyla evinin kapısının onlarca polis tarafından çalınıp, evinin en mahrem alanlarının bile aranacağını fark etmeye başladılar.

Bugün hâlâ insanları isim isim ayırmaya çalışıyorlar. Bir noktadan sonra bundan da vazgeçip, Türkiye'de demokrasi yutturmacası altında, faşist bir diktatörlük kurulmaya çalışıldığını açık açık itiraf edeceklerdir; hem de bu davanın en iflah olmaz destekçileri.

Yıllardır süren, süreceğe de benzeyen bir dava aracılığıyla, Türkiye'de muhalif sesler, kişiler ve kurumlar aleni biçimde susturulmaya çalışılıyor. Bunu görmemek için ya gereğinden fazla iyi niyetli olmak gerekir -ki, biz bunlara aptal diyoruz- ya da kötü niyetli olmak.

Oda TV baskınından sonra, "Ergenekon'un basın ayağı başlatılmıştır. Çok insan gözaltına alınır. 4 kişiyle sınırlı kalmaz." demiştim.

Şimdi daha açık bir biçimde şunu söyleyebilirim ki, bu isimlerle de sınırlı kalmaz. Devamı var, çok yakında.

Aklı çalışıp da, Türkiye'de olan bitenlere sessiz kalanlar oluşturulmaya çalışılan sistemi hizmetkârlarıdır. Suça ortaklık etmek istemiyorsanız, susmayın.

Er ya da geç sizin de kapınız çalınacak, eşyalarınız karıştırılacak. Eşinizin en mahrem eşyaları karıştırılacak, çocuğunuzun oyuncak ayısı belge diye polis otosuna konulacak.

Olmayacağını düşünüyorsanız ya çok iyi niyetlisiniz -ki, biz bunlara aptal diyoruz- ya da kötü niyetlisiniz.

Bu ülkenin adalet kırıntıları da artık bitmiştir.

1 yorum:

ozdmroz dedi ki...

Bütün bu olanlardan sonra tek bir ümidim var. "Hiç bir saltanat sonsuz hüküm sürmez, elbet birgün tarihin karanlık sayfalarına gömülür.