5 Mart 2012

Yeni Türkiye'nin rol modelleri



2-3 yıldır ağırlıklı olarak yazılı basında Ali Ağaoğlu ve Acun Ilıcalı isimleri sürekli karşımıza çıkıyor. Hayat hikâyeleri, zenginlikleri ve ilişkileriyle görmediğimiz gün yok gibi.

Bugün Ali Ağaoğlu'nun nikahlı eşi ile birlikte röportajını görünce "Yeter ulan yeter!" diye bağırdım.

Mesleki açıdan baktığımda, her iki ismin de magazin değeri yüksek, okunurluğu fazlaca kişiler olduğunun farkındayım. Acun ya da Ali Ağaoğlu'nun medyada yer almasını da anlaşılır buluyorum ama her gün, her dakika ve sürekli bu adamları görmek de bir süre sonra eziyete dönüyor.

Nedir bu iki tipin özellikleri?

Zengin olmaları.
Evli olmalarına karşın, evlilik dışı ilişki yaşamaları.
Eşlerinin bu evlilik dışı ilişkilere onay vermesi.
"Tırnaklarımızla kazıyarak buraya geldik" mesajı vermeleri.

İçinde bulunduğumuz ülkede, pek çok şey değişiyor. Bu değişimler kimi zaman uzun vadeye yayılarak kimi zamansa kısa sürede oluyor.

Ali Ağaoğlu ve Acun Ilıcalı rastgele seçilmiş isimler değil. Bu iki isim de, yaşam biçimleri ve hayat hikâyeleriyle topluma örnek oluşturuyor. Yoksul bırakılmış, gün be gün soyulan halka, "Siz de bir gün bu zenginliğe erişebilirsiniz" mesajı veriliyor.

Öyle ya, sıradan bir muhabir, bugün özel uçağı olan, milyonlarca dolarla oynayan bir adam haline geldi!
Ali Ağaoğlu ise küçük bir müteahhitken, bugün İstanbul'un her yerine lüks siteler inşa ediyor, arabalarını sığdırmaya yer bulamıyor.

Ortalama zekâya sahip olan ben, hiçbir şey okumadan, hayatta tek bir konuyu dahi sorgulamadan televizyon karşısına geçsem, "Vay ulan! Ben neden Acun olmayayım? Neden Ali Ağaoğlu gibi 24 bin dolarlık saat takmayayım koluma" diye hayaller kurar, yoksulluğumu hayallerle bastırmaya çalışırdım.

Benim sırtımdan kazanılan milyonlarca doları hiç düşünmeden, "Bu iki adam gibi nasıl yaşarım?" diye aptal aptal beyaz cama bakardım.

İşin bu hayal kısmını bir kenara bırakırsak, her iki mide bulandıcı tipin evlilik dışı ilişkilerini de ayrıca değerlendirmek lazım. Her ikisi de evli ancak her ikisi de evliliklerinin dışında ilişki yaşıyor.

"Alan razı, satan razı. Sana ne lan angut?" diyen çıkar mı bilmiyorum -çıkarsa da geçmişini sikeyim- ama toplumda çok eşliliğin sempatiye çevrilmesi açısından, sıradan isimler olmadıklarını düşünüyorum.

İkisi de, evli ama genç kızlarla birlikte. Eşleri bu duruma hiç sesini çıkartmıyor. Çünkü insanlık onuru, kadınlık gururu diye bir şey yok. Doğru ya, neden olsun! Bok gibi parayla besleniyorlar, gerisi mi önemli mi?

Ayrıca günümüz toplumunda çizilmeye çalışılan kadın portresinde, eşi mal gibi koltuğa yayılmışken, her an hizmete hazır, eşi ne yaparsa yapsın bir dakika bile yanından ayrılmayan, eşi izin vermeden konuşmayan, her hareketini eşinin onayıyla yapabilen, köleden hallice, kişiliği zavallı hale getirilmiş bir canlı. (Bkz: Alttaki fotoğraf)



Şimdi yeniden Acun ve Ali denen tiplere dönelim. Bir hafta boyunca tüm gazetelere ve haber portallarına bakın. Bunların olmadığı bir güne rastlayacak mısınız?

Size vaad edilen hayatlar bunlar. Asla gerçekleşmeyecek bir hayalin, aptallık sınırlarını zorlayacak şekilde peşine takılıyoruz. Evine ayda 700 TL giren insanlar, her akşam Acun denen bu herifin programını izleyerek, onun zenginliğine zenginlik katmasına yardımcı oluyor.

Peki gerçek mi ne?

Gerçek; Ali Ağaoğlu'nun kendi ağzından söylediği gibi, İstanbul'da yapılan yüzlerce binanın inşaat malzemelerinin kumlarını Marmara Denizi'nden çekmesi, demirlerini de hurdalarından çekmesiyle yani kısacası sahtekârlık yaparak, halkı dolandırarak zengin olmasıdırb

Peki gerçek mi ne?

Gerçek; cemaat desteğiyle, televizyon krallığı kurmaktır.

Gerçek; iktidarın halka yalan söyleyerek oy alması, halkı asla gerçekleşmeyecek hayallerle oyalamaları, bize böyle boktan rol modeller yaratarak, halkı uyuşturmaları.

Gerçek yaşadıklarımızdan başka bir şey değil. Hayal dünyasında yaşadıklarımızı bir kenara bırakıp, ailemizin, etrafımızın neler yaşadığına dönüp bir bakın.
Kızınıza 500 bin Euro'luk araba alabilir misiniz?
Kendinize uçak satın alabilir misiniz?
Kolunuzda 3-4 yıllık maaşınıza eşdeğer bir saat olabilir mi?

Ya mışıl mışıl uyuyup, bizi sikmelerine izin veririz.
Ya da uyanıp, bizi sikenleri sikeriz.

Başka yol varsa haber verin.

7 yorum:

Burak Eken dedi ki...

Artık milletin bilinç altına öyle bir yerleşmiş ki; ne okuduğumu soranlara "Radyo-TV, Sinema" deyince direkt: "İnşallah ileride Acun gibi olursun." diye karşılık veriyorlar! Tabii ben de o an içimden geniş geniş sövüyorum. Şimdiki konumu hiç umrumda değil. Yıllar önce de ben bu heriften nefret ediyordum. Hele hele spor muhabirliğinden buralara gelmiş olması, spor medyası için bir lekedir, utanç kaynağı olmalıdır.

Adsız dedi ki...

hafiz ikisinin bir diger ortak noktasi rte ile yakin iliskileri olmasidir.

Alper dedi ki...

"Yazı ağır olmuş" diyesim geliyor, etrafıma bakıyorum, utanarak hak veriyorum..

Adsız dedi ki...

erkekler köpek, kadınlar fahişe olmuş.topunun köküne kibrit suyu..

Adsız dedi ki...

Adorno'nun ''Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken '' metninden bir şeyler eklemek istedim bu haberin altına;
'' Kültür endüstrisinin uydurmaları ne mutlu bir hayatın , ne de ahlaki sorumluluğa götüren yeni bir sanatın rehberi olabilir. Onlar ancak , büyük çıkar çevreleri tarafından çizilen çizgiden çıkmamaları için insanlara öğüt vermeye yarayabilir. Yaygınlaştırmaya çalıştığı uzlaşma görünmez, şeffaf olmayan bir yetkeyi güçlendirir.
...
Bu bireylerin bilinci daha da geriler. Bazı alaycı abd film yapımcılarının 11 yaşındakileri göz önüne alarak film çekmek durumunda olduklarını söylemeleri bir rastlantı değil. Ellerinde olsaydı, böyle yaparak tüm yetişkinleri de 11 yaşına indirmek için canlarını verebilirlerdi.
...
Kültür endüstrisi, iki yüzlüce önüne geçtiği mutluluktan insanları uzaklaştırmak için aldatıcı bir memnuniyet duygusunu devreye sokmakta, dünyanın tam da kültür endüstrisinin istediği gibi olduğu fikriyle sahte bir refah havası yaratmaktadır. ''
Umarım yayınlarsınız, yazıyı okuyunca aklıma hemen bu metin geldi; paylaşmak istedim.

nor dedi ki...

İkisi de o cocugu

Adsız dedi ki...

Abdullah Gul ve Recep Tayyip Erdogan mukemmel esler.Onlarin karilari bu ulkede yasayan en sansli kadinlardan ikisi denebilir.Bakis acina gore ayakta durmalarini (fotoda) køle olarak gørebilirsin. Ona bakarsan ali agaoglu veya acun ilicalinin sevgilileri veya karilari birer seks køleleri diyebiliriz..Ama laikligin verdigi "curretkarlik" ikdidari nasil elestirsem yarisinda.Her zamanki gibi..