17 Temmuz 2012

Koy bir kaset de neşemizi bulalım!



Hep laf sokuyor gibi yapıyorduk, direkt yazayım gitsin. Kendisi avukat gereğini yapar nasılsa.

Bu çılgını kim 'gazeteci' yapmış lan! İçten ANAP'lı, dıştan devrimci, soldan anarşist, sağdan muhafazakâr, üstten muhalif, alttan ne net olarak bilmemediğim bu panda sevimliliğindeki genç de gazeteci olduysa, bu mesleği yapan beynimi, klavye tuşuna basan ellerimi sikeyim.

'3 Temmuz'dan bu yana gelişen sürecin' (cümle alıntı o yüzden tırnak içinde kullandım) en muhteşem kişisi oldu bu genç irisi. Aziz Yıldırım'ın cezaevine girmesinden sonra yangından kaçan orman canlısı gibi sağa sola koşuşturmaya başladı.

Bunun söylemlere bakıyorsun, en baba sosyalistten daha sert, benim diyen anarşistten daha anarşik bir bünye sahibi gibi görünüyor. Ortaçağdan çıkıp, ismini sadece gazeteden okuduğu iki üniversiteli gençten çıkar. Bir gün bunun ANAP'tan aday olduğu ortaya çıktı. Ehh hayat böyle, götü sağlama alacaksın, dün yaptıkların, bugün söylediklerine ışık tutuverir böyle.

ANAP'ı yanlış anlamış bu çocuk. Biri ona desin ki, ANAP ülke tarihinin en köklü hırsızlıklarını yapmış partilerden biridir. Yavru pandanın bugünkü söylemleriyle, ANAP'ın hırsızlık uygulamaları, faşist çalışmaları bir değil.

Fakat ben listeye baktığımda bir ilginç, bir gariplik vardı. Lan oğlum, 18. sıra boşsa, seni niye 19. sıradan aday gösterdiler. Hayır, bu 18. şampiyonluğun elden alınmaması için gösterilen protest bir tavır mı yoksa Galatasaray'ın 18. şampiyonluğuna gösterilen tepki mi?

Ne bileyim, 2011 seçimlerinde bana ANAP'tan, "Hocam seni aday göstermeyi düşünüyoruz" deseler, "ANAP mı? İşte rüyalarımın partisi. Ruhumda can bulmuş anarşikliğimin tek adresi ANAP'tır. Üstelik Turgut Özal'ın siyah Mercedes içindeki 'Semra koy bir kaset de neşemizi bulalım' görüntüsüyle büyüdüm. Değil adaylık, elime kova ve kostik alıp, afişleri yapıştırır, partimizin bir neferi olmaya hazırım" derim.

Ya neyse, bu 'gazeteci' sıfatına takıldım. Büyüyünce Gürman Timurhan olmak için varımı yoğumu harcayacağım. Her parmakta ayrı bir marifet var. Bak arada, derede gazeteci de olmuş. Hoş, Ercan Saatçi'den gazeteci olursa Gürman'dan neden olmasın. Nasılsa gazetecilik, bir köşeye kurulup, aklının estiğini yazmak. Aklına esmezse, estirirler de, sana "Şunu yazacaksın" diyen bulunur.

Şaka gibi lan! Üç tane yazı yazan adam gazeteci oluyor. Bizim Necdet Abi de, 30 senedir bu işi yapıyor ama kendisine gazeteci diyemiyor.

Bu ülkede bir bok olmayan gazeteci oluyor. Çok örneği var, say say bitmez. Seni anarşik bünyeli seni. Ulan sevimli de yeminle. Al kucağına oturt, mıncır sağını solunu.

Koy bir kaset de neşemizi bulalım keraneci...

Unutmadan, bir sonraki seçimde 3. bölgeden aday ol, oyum ANAP'a.

1 yorum:

bora dedi ki...

Ne kadar doğrudur bilmiyorum, ama bir arkadaşım anlatmıştı geçenlerde. Kontrol etme şansın olmadı, yazıyı okuyunca da direkt aklıma geldi...

Tevatüre göre Acun Ilıcalı'nın babası - ya kendisi Erzurum milletvekili, ya da milletvekili akrabaları var - "Acun'dan hiçbir şey olmayacak bari gideyim de şunu birilerinin yanına vereyim" diyerekten ShowTV binasının önüne bunu koyar. Orada kendisini karşılayan adama der ki: "bundan hiçbir şey olmayacak, bari gazeteci olsun". Acun kardeşimiz de bu hikayeyi kendisinden utanmıyor olacak ki, ya da kendisini gazeteci sanıyor olacak ki, bir gün gazeteciler arasında düzenlenen davette anlatır... Kıssadan hisse...