Önce Mustafa Pektemek'e 'geçmiş olsun' diyeyim. Hiç olmayacak bir pozisyonda sakatlandı, hemen hemen sezonu kapattı sayılır. Umarım bir an önce döner.
Son yıllarda izlediğim en ilginç maçlardan biriydi. Galatasaray maçı vermek için elinden geleni yaptı, Beşiktaş gol attıkça direnç ve moral kazanıp, 3 puanı olmayan bir penaltıyla kaçırdı.
Maça girmeden, hakeme girelim, berbat bir yönetim gösterdi. Umut'un attığı ilk gol, Mehmet Topal'ın Gaziantep maçında yaşanılan pozisyonun neredeyse benzeriydi. Penaltı çok açık ve net biçimde yanlış karardı, saha içinde ikili mücadeleye izin vermedi, faul kararlarının pek çoğunda hata yaptı. Bu kadar düdük çalınan bir karşılaşmanın kaliteli geçmesine imkan yok, olmadı da. Kuru mücadele ve bol hatayla 90 dakika dolduruldu.
Fatih Terim, geçen yıl takımın başına geçtiğinden beri en kötü kenar yönetimin sergiledi. Birisi geçen yıl bana "Takıma Hamit'i alacaksınız ama sen Aydın Yılmaz'ın ilk 11'de oynamasını isteyeceksin" dese,, en kibar yanıt olarak "Hasiktir oradan" derdim. Aydın Yılmaz sezona iyi başladı, Hamit oynadığı günden bu yana takımda en fazla sırıtan oyuncu. Soyunma odasında forma dağıtılırken, adalet esas alınmalı, isimlerden bağımsız olarak. O yüzden de, Hamit'in bu haliyle oynaması mümkün değil.
Hem Melo, hem Hamit kenara alınınca, ezici üstünlükle giden maça denge geldi. Elbette Beşiktaş'ın 3. golü bulması, bu dengeye sebep oldu fakat yine de orta sahayı bu denli boşaltmak, akıl karı değil.
Uzun uzun tatil yapan bir adamın hazır olmasını beklemek aptallık, bu yüzden Hamit gibi Melo da çok hazır değil. Hal böyleyken, Selçuk'tan da çok şey beklemek gerekiyor. Bütün takımın orta saha yükü tek başına üstüne biniyor.
Kasımpaşa maçı, bu "rüya takım" geyikleri için önemli bir uyarıydı. Galatasaray savunmada ciddi pozisyon hataları veriyor. Ligde belki telafisi mümkün olur ama Şampiyonlar Ligi'nde adamı kabak gibi oyarlar, içine badeden tut, ne bulursan koyarlar.
Hücum futbolu iyi hoş, güzel de, aile boyu hücum etmek bugün olduğu gibi her zaman sonuç vermeyebiliyor. Galatasaray'ın savunması çok iyi sinyaller vermiyor. Tabii orta saha sıkıntısı, bunu daha çok ortaya çıkartıyor.
Burak Yılmaz'a ağzıma ne gelirse söylemek istiyorum. Trabzonspor'da da bunu sürekli yapıyordu, Galatasaray'da oynadığı ilk maçta kaldığı yerden devam etti (!) Bir futbolcunun mimlenmesi cidden hoş değil. Bir süre sonra yalancı çoban misali, gerçekten penaltı olan pozisyonlarda bile hakemler tereddüt yaşayacaktır. Emek hırsızlığı yapmayacaksın, sahadaki 21 adamla 4 tane hakemi, izleyen milyonlarca insanı aptal yerine koymayacaksın. Yetenekli bir futbolcunun bunlara meyletmesi, aklının bir ucunda, kendini yere bırakmak olmayacak. Olursa, sana söylenen her şeyi sineye çekmek durumunda kalırsın.
Teknik direktör olsam, en az 3-4 maç oynatmam böyle bir adamı. Aynı şeyi tekrarlarsa adı ister Burak olsun, ister Ronaldo, takımımdan kovarım. Kazanmak için her yol mübah olmamalı.
İş arkadaşınızın patron götü yalayarak, hakkınızda iftira atarak hakkınız olan pozisyona yükseldiğini düşünün. Kızmaz mısınız? Burak'ın yaptığı şeyin bundan ne farkı var ki? Eğer bunu yapmaya devam edecekse, Burak siktirsin gitsin, o formayı da giymesin.
Bugün 1 puan kazanırsın, yarın aynı şekilde 3 puan kaybedersin, o zaman söyleyecek sözün olmaz. Olsa da, inandırıcılığını yitirirsin, kimse kafasını çevirip bakmaz bile.
Haa tabii Burak'a ağzıma geleni söylerken, sahada her hava topunda kendini yerden yere vuran, oyunu durdurmak için elinden geleni yapan Beşiktaşlı futbolculara da aynı şeyleri söylüyorum. 90 dakika boyunca, özellikle de skor 3-2 olduktan sonra hava topuna çıkan, yerden kalkamadı, oyunu soğutmak için ellerinden geleni yaptılar.
Bu maçtan sonra artık ayakların daha sağlam yere basacağını umuyorum. Futbolda sahaya çıkan adamların isminin pek bir önemi yok, sahada ne verdikleri, ne kadar mücadele ettikleri önemli.
Galatasaray'ın orta saha ve savunmasındaki sorunlara çare bulması gerekiyor. Her maçta komik hatalar yapılıyor. 2. golde Semih'in, 3. goldeyse Hakan Balta'nın ciddi hataları var.
Sonuç itibariyle, oyun olarak değil ama skor olarak 3 puan Beşiktaş'ın hakkıydı. Bülent Yıldırım devreye girdi 1 puanı Galatasaray'a kazandırdı. Oysa ki, savunma çok çabaladı 3 puanı vermek için.
17 yorum:
sen kime siktir git diyosun lan yavşak.
gitmiyor amk gitmeyecek.
sen siktir git
@ Adsız; tamam canım giderim. bileti aldım, mektup yazarım gittiğim yerden
Cok pardon diyerek bir :D eklemek istedim. Cam kenari mi bu arada :))
adsızda adını söyleyecek yürek olsaydı zaten yazardı hacı siktir et. çok güzel yorumlamışsın.
lan bu kamil burak yılmaz olmasın :D
http://www.youtube.com/watch?v=6_LpKYshBd8&feature=share
kimse de çıkıp demiyo ki aga bu nedir.
lol yukarıdaki yorumlara ama gerçekten fatih terim'in bileceği iştir o. ben bir futbolcunun kendini yere atıyor diye gönderildiğini çok az gördüm. cristiano ronaldo, rivaldo, barca'dan sayısız oyuncu yapıyor ama hiç bir şey olmuyor, keşke olsa
Abi ne garip okurların var senin böyle :)
Ben Galatasarayı iyi yolda görüyorum açıkcası. 2-3 hafta sonra çehre değişecek. Melo ve Hamit form tutunca ve Burak (sevmesende) takıma monta olunca oyun fazla sıkışmaz diye düşünüyorum. Dünkü Beşiktaş 1 puanı haketti ve aldı. Yere yatmaktan futbol oynamadılar gerçi ne oynadıklarıda belli değil açıkcası. Beşiktaş taraftarı bol bol sabır çeker ve bu maç dillerinde güzel bir tat olarak kalır.
@ Lô - Lâ; tabii tabii cam kenarı.
@ vedat üst; her çeşit adam bulunur :)
@ Emrah Ateş; ahahaha Burak mı? otobüsten mi yazdı acaba :))
@ Çağrı; bunun tartışılır tarafı yok tabii de, bir zahmet herkes kendi bokunu bir itiraf edebilse, bir söyleyebilse
Hem Hamit ve Melo çok kötüler diyorsun, hem de onlar oyundan çıkınca ezici üstünlükle giden maça denge geldi diyorsun.
Perhiz & lahana turşusu
@ Adsız; evet ikisi de kötüydü ancak başka alternatifin yoksa biri sahada kalmalıydı. lahana turşusu yiyip, aynı zamanda da perhiz yapabiliyorum
:) Yaşa.
İş arkadaşınızın patron götü yalayarak, hakkınızda iftira atarak hakkınız olan pozisyona yükseldiğini düşünün. Kızmaz mısınız? Burak'ın yaptığı şeyin bundan ne farkı var ki?
haklı çıkmak için kasmışsın.. durumlar alakasız.. futbol bu. kazanalım da nasıl olursa olsun valla kazandıkça mutluyum.
Koala,
Uzun uzun yazdim, sildim.. Yazdiklarina her zamanki gibi katiliyorum (sen beni bilmezsin, 2 senedir takipcinim) ancak bir iki noktada farkli dusunuyorum. Lafi dolandirmadan isin ozune geleyim:
1) Burak Yilmaz'in yaptigi kesinlikle dogru degil. Ancak yanlis yapmak ayri, yanlista israr etmek ayri. Bazi seyleri zamanla gormek gerekiyor ama biz her zamanki gibi fevri davranip cocugu herkesten once kendimiz asip kesiyoruz - ki bence bu da en az onun yaptigi kadar yanlis. Evet, bu tip futbolcular Galatasaray'dan da, futboldan da siktirsin gitsin, ama daha ilk anda siktir git refleksi vermek de biraz agir olmus gibi geldi. Ayrica pislige bogulmus Turk futbolunda iyi niyetlisi de var kotu niyetlisi de ve en acisi biz futbolcularimiza "iyi niyetimizden dolayi" "siktir cekerken" sadece sirtlanlarin ekmegine yag surmus oluyoruz. Alternatif: topu elle kesti, golumuzu kesti ama penalti olmadi diye Hilbert'e, ya da Aydin Yilmaz'in haksiz sari kart gormesine neden oldu diye Toraman'a da Besiktas siktir ceksin o zaman nefesimiz bosa gitmemis olur. Net-net: Yeri gelir siktirimizi de cekeriz (Baytar) ama Burak icin biraz erken.
2) Hamit ve ayni sekilde Melo'nun oynatilmasi tamamen Terim'in tercihidir. Burada dogru ya da yanlis oldugunu dusunmuyorum. Tercih. Evet, bu halliyle Aydin bile Hamit'ten daha etkili olabilir ama Sampiyonlar Ligi acisindan bakinca Hamit'in bolca mac yapip bir an once takima katilabilmesi 2-3 maci Aydin'la gecirmemizden cok cok cok cok daha onemli. Ayni sey bire bir Melo icin de gecerli. Kaldi ki bu iki futbolcu da hazir olmamasina ragmen defansimiz sapkadan tavsan cikarmasa rahat kazanacagimiz bir macti Besiktas maci.
3) Hakemin yonetimi icin berbat demissin ya.. Iste o biraz hafif kalmis.
Neyse, yine de uzun oldu..
burağın yaptığının savunulcak bir şeyi yok. yakışmadı hiç. diğer taraftan bu beşiktaş taraftarı hep mi böyleydi yoksa bir kaç senedir mi bu kadar aptallaştılar. bir tane elle tutulur pozisyonları olmamasına rağmen iki gündür konuşulanlara bak. düşündükçe çıldırıyorum hıncal uluç gibi kaya çilingiroğlu gibi rıdvan dilmen gibi adamlar spor yorumculuğu yapıyor.bunlardan gaza gelip beyni mercimek kıvamında ki et yığınlarının saçma sapan yazışmalarına tanık oluyoruz. anasını siktiklerim okudukça çıldırıyorum. yorumda baya alakasız oldu konuyla sinirden ne yazıcağımı şaşırdım twitter da ki hastagleri okudukça. hay amınakoyim ya.
O değil de bir penaltı ne kadar konuşuldu arkadaş. Özellikle tv de tescilli şikeye tek kelime edemeyen emek savunucusu oldu şimdi.
@ blowjoe; söylediklerinin pek çoğuna katılıyorum. benim tavrım genel olarak Galatasaray'da böyle bir adam görmemek yoksa diğer takımlarda çok daha pislik zihniyetler ve adamlar mevcut
@ Alper; şike mi? ne zaman olmuş?
Bir de bu açıdan bakın.
http://www.futbolekonomi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2378
Komik olan açı ise,şikeyle TS nin emeğini şampiyonluğunu çalanlar Burak'a emek hırsızı diyorlar!
Yorum Gönder