24 Eylül 2009

Ahirette görüşmen gereken kişi Esra Elbirlik


Hakan Şükür, bildiğimiz aynı Hakan Şükür. Belli bir dönemden bu yana aynı çizgisini sürdürüyor. Her konuşması, her hareketi yönlendirme kokan, kendi beyin kıvrımlarından geçmeyecek sözler. Yeri gelmişken söylemeliyim, babasını menajer yapan adamı zaten ciddiye almam.

Bugün yine bir dolu zırva ile gündeme oturtmuş kendisini. Ne zaman unutulmaya yüz tutsa yaptığı şeydir, eskiden beri. Ne zamandan bu yana yumurtlamıyordu, o yüzden de konuşuluyordu. Bir dönem daha konuşulmak için yeterli derecede konuşmuş.

Hakan Şükür kendisini Müslüman ve inançlı biri olarak addediyor. Müslüman olmasına Müslüman da, insanlıktan zerre nasibini almamış bir karakter ne yazık ki.

"Galatasaray, 2. Metin Oktay'ı kaldıramazdı" diye buyurmuş, Hakan hazretleri. Metin Oktay isminin aynı cümle içinde geçmesi bile içten içe kendisinde orgazm etkisi yaratıyor. Tüm derdi buydu, onu yönlendiren insanların isteği. Galatasaray gibi bir camianın içine, Müslüman kimliği ağır basan, bir kişiyi yerleştirmek.

Planlar tutmadı, istenilenler olmadı. 'Zor oyunu bozdu' sizin anlayacağınız. Daha önce de söylemiştim bir kez daha söyleme gereği hissediyorum. Hakan Şükür'ün, Galatasaray'daki futbolculuk misyonuna başka sıfatlar ekleme gereği hissedildi.

Kitleleri bu denli heyecanlandıran ve arkasında koşturan sporun içinde, cemaatler yer almak istiyor, bunun lamı cimi yok. 'Böyle değil' diyene, güler geçerim. 10-15 yıl önce mazlum edebiyatı yapanlar bugün artık, milyon dolarlık holding sahipleri oldu. Girmedikleri ve ele geçirmedikleri yerler o kadar az ki. Şimdi kendi deyimleri ile "Fethedilecek bazı kaleler kaldı."

Hakan Şükür, bilinçli ya da bilinçsiz bu kaleleri fethetmeye çalışanların yeniçerisi durumunda. Geçirdiği evrimi gayet yakından gördüğüm ve takip ettiğim için, kendi kapasitesinin bunu bilinçli tercih ettiğini düşünmüyorum.

Sanırım hâlâ hafızalardadır "Kıyma ile mıyma arasındaki fark nedir?" gibi embesil sorular sorup, Akın Sel'le birlikte kahkahalara boğulduğu yıllar. Sözün özü Hakan'ın beyin kapasitesi, fethedilmesi gereken kalelerin olup olmadığına yeterli değil.

Hakan Şükür ve benzerleri, yüzde 99'u Müslüman bir ülkede yıllarca, en kötü mazlum rolünü oynadılar. Hoş, ellerinde bu kadar güç ve para varken, halen aynı şeyi yapıyorlar ya, neyse.

"İnanç da sonunda iyi bir motivasyondur, belki arkanıza aldığınız bir rüzgârdır. Bunlar bile zamanında kamuoyuna çok daha bir farklı şekilde yansıtıldı. Fettullah Gülen’i ise kızlarımla Orlando’ya gittiğim dönemde ziyaret ettim" diyor, Hakan Şükür.

Sanki dinini yaşaması yasaklandı, sanki namaz kılmasına itiraz edildi, sanki zorla ateist bir hayat yaşatılmaya çalışıldı beyzadeye. İsmet Paşa'nın "Namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça o ülke için kurtuluş yoktur" sözünü çok severim. Bu yüzden de, Hakan Şükür vıdıvıdı ederken, başkalarının susmasını kabullenemiyorum.

Keşke, anlatsalar nasıl zorla namaza götürüldüklerini, keşke anlatsalar oruç tutmaya zorlandıklarını da, şu kamuoyu denen olgu öğrenebilse birtakım şeyleri ama nafile.

Şimdi en kilit cümleye gelelim; "Kendi isteğimle olsa, belki futbolu daha önce bırakacaktım. Onların isteğiyle bırakmış olmak üzdü. Bir de içten vurulmak. Başarılarınızı kıskanan, isminizin camiayı aştığını düşünenler kabul edemedi. Tarihimizde içten vurulmalar çok var, herhalde büyüklerimiz çok tarih okumuş.

Bunları yapanların duygusuz olduğuna, kalbinin, inancının olmadığına, başka kimseyi düşünmediğine inanıyorum. Yüksek yerlerdekilerin kendilerini görmesi zordur. O makamların şatafatı çoktur. Kendinizi görmek zordur, ne zaman ayrılırsınız, o zaman görürsünüz. Burada görmezseniz, ahirette görürsünüz. İşte ben oradaki karşılaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum."


Hakan, ahirette birileriyle hesaplaşması gereken en son kişi sen olursun muhtemelen. Evlenmek için tarikat ve cemaatleri devreye soktuğun hatta yetinmeyip dönemin Başbakanı Tansu Çiller vasıtasıyla evlenmeye zorladığı Esra Elbirlik vardı ya. İşte O Esra Elbirlik'le hesaplaşman gerekecek ahirette öncelikle.

Bakalım ahirette, hesabını verebilecek misin bazı şeylerin. Senin gibiler, günahlarının affedilmesi umuduyla kabe benim, umre senin gezip durursunuz ama bazı günahları affetmek insan olmak şartı vardır. Müslümanlık, dininizi öğrendiğiniz ağlak imamların anlattığı gibi değildir, onları peygamberleştirmek hiç değildir.

Adam olsan susardın, ama adam olmadığını 1999 yılında bir deprem sonrasında kanıtladın fazlasıyla. Bırak futbolu, Galatasaray'ı, kariyeri de; nasıl insan olunur onu öğren önce. Git şimdi Orlando'daki ağlak imamın dizinin dibine, günah çıkart.

24 yorum:

Adsız dedi ki...

sevimsiz sey.Hiç sevemedim bu herifi ben.

Cenky dedi ki...

Koala söylediğin her şey kabulümüz, saygı duyuyorum fikrindir ama Esra Elbirlik konusuna girerek hem yanlış hem ayıp etmişsin. İşin çok yakınında olan bir insan olarak yaşananları öncesiyle sonrasıyla biliyorum. O yüzden fazlasıyla yadırgıyorum bu meselelere girmeni. Özel ailevi işlerdir bunlar. Galatasaray, futbolculuk, siyasi görüşü ile ilgili ne söylersen söyle ama oralara girme kardeş.

koala dedi ki...

@ Cenky; insanlara sürekli olarak sevgiden söz edip, nasıl güzel bir insan olduğunu anlatan birinin, başka bir anlatımla "topluma örnek kişilik" sergilediği öne sürülen birinin geçmişiyle her konuda barışık olması gerekir. Kişi, herkese ahlak öğretmeye kalkmadan önce, kendi ahlakını sorgulamalıdır. Tamamen kişisel fikirlerimdir.

Mario Jardel dedi ki...

eline, yüreğine sağlık abicim..Ne olursa olsun, ne kadar kavga yaşarsan yaşa insan bir dönemler hayatını paylaştığı (hayat başka birşey değil) eski eşinin ölümüne gidecek bir yüz bulamasa bile en azından çelenk gönderir.. Onu bile yapmadı.. Yazık.. rahmetli kızcağızın hava alanında hakan'ı italya'ya uğurlarken hüngür hüngür ağlayışı, başının üstündeki gözlüğünün düşüşü hala aklımda.. allah gani gani rahmet eylesin..

Adsız dedi ki...

Bende hiç sevemedim bu kazma sapı edası taşıyan arkadaşı..

Adsız dedi ki...

Hakan Şükürü Esra Elbirlik konusunda suçlaman yanlış koala! Asıl Esra Elbirlik Hakan Şüküre hesap verecek gibi geliyor bana. Rahmetli olmasa daha farklı yazardım ama depremde kaybettik kendisini. Ayrıca Hakan Şükür bir markadır.Sevsende sevmesende o markaya bir zarar veremezsin.

Adsız dedi ki...

Sen ergenlik çağında bir kardeşimizsin heralde. Çünkü Hakan Şükür'ün bu ülkeye ve Galatasaray'a verdiklerini, yaptığı fedakarlıkları görmemek için ya nankör olmak gerekir ya da ergenlik çağında geçmişi görmemiş bir genç.

O hakan şükür son 3 yıl galatasaray'da para almadan oynadı. Hiç bir zaman aylarca sakatlık geçşrmedi. İnter'e giderken Galatasaray'a 6,5 milyon dolar kazandırdı.

Siaysi kimliği sadece kendini ilgilendirir. Ayrıca bilgilerine eski eşi Esra ile ikisi çocukluk aşıklarıydılar. Kızı zorla almadı.

Kızın ailesi ise Hakan Şükür'ün mal varlığının bir kısmını kendilerine hiğbe ettiler. Hakan Şükür'ün o yıl futbol hayatı bitme noktasına geldi. Sahada saç sakal karışık dolaşıyordu morali sıfırın altındaydı.

Ta ki Fatih Hoca gelene kadar. Fatih Terim Hakan şükür'ü yeniden dirilten isim oldu. Sonrası malum.

Sevgili kardeşim bilgi sahibi olmadan hiç kimse hakkında kulaktan dolma bilgilerle yorum yapma. Yarın asıl sen ahirette hesabını veremezsin.

koala dedi ki...

En son yazan Adsız; evet ergenlik çağındayım. Hakan Şükür'ün yaptıklarını görmedim hiç. Çocukluk aşkıymış da zorla almamış da. Kimi yiyorsun sen. 36 yaşındayım Tansu Çiller ve cemaat baskısı ile o kızla zorla evlendiğini gayet iyi biliyorum.
Ahirette hesap verecek kişi Hakan'dır. Tüm yaptıklarıyla. Zaten bu cemaatperverlerin alayı böyle. Her boku yiyip, sonra peygamber gibi ortalarda dolanıyorlar.

Adsız dedi ki...

Helal olsun koala, altına imza atarım yazdıklarının. Tebrikler.
Adrian

SULEAKKAYA dedi ki...

Hakan müthiş, futbolcu, müthiş yorumcu ve umarım devletine faydalı müthiş siyasetçi olacak. hepiniz küçük dilinizi yutup bu blogun sahibi gibi hınk mınk edeceksiniz. lucarelli-breitner sen müslümanmısınki ahiretten bahsediyorsun, önce bu konuyu aç sonrada dini neden yazılarına alet ediyorsun.

koala dedi ki...

@ SULEAKKAYA; sana soracağım ne yazacağımı. siz dini her bokun içine alet edin, başkası yazmasın.

Adsız dedi ki...

oyle ya da boyle bır celenk bıle gondermemesı cok yanlıs olmus.4 ayda olsa bır evı bır yasamı paylasmıssın. cok acı...

Mmmm dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
koala dedi ki...

@ Mustafa Salih Duran; Kemalist değilim hayatımda hiç olmadım. Cemaatinizi sikeyim sizin.

Kayser dedi ki...

Güzel Kardeşim,Blog site'yi raslantı eserş gördüm vede çok memnun oldum.Paylaşımların çok ilgi çekici vede çok ta gerekli olan konular,Öncelikle bunu söylemek isterim.
Konuya gelince,senin paylaşımınla küçük bir araştırma yaptım vede merhum kişiye gerçekten çok üzldüm,hatta gözlerim de doldu oysa ki hiç tanımam.Hakan Şükür'e gelinc başarıları guru verici fakat bazı akımlara(Fetişizim=Okyanusun öte tarafında ki) kapıldığı için nefret eder oldum.Herkesin kendi hür vicdanı ama napim,nefret ediyorum işte..

Adsız dedi ki...

yazdıklarınızı ilgiyle okuyorum. özellikle h.şükür ve cemaat daha fazlasını hakediyorlar diye düşünüyorum. çok selamlar..

Adsız dedi ki...

birisinin siyasi görüşünün kendisini ilgilendirdiğini de öğrenmiş olduk. yahu, siyaset dediğin herkesin hayatını ilgilendiren düşüncelerdir. adam milletvekili üstelik. onun siyasi fikirleri bizi ilgilendirmeyecek de, kimin siyasi fikirleri ilgilendirecek, köşedeki bakkal amcanın mı? tey allahım yarabbim.

bir de bu ergen muhabbeti çıktı. 20 yaşından gün alan ergensin diyerek küfür savuruyor düşüncesini söyleyen herkese.

atatürkçülük ile sosyalistliğin aynı potada erimeyeceğini de belirtip bir anektod aktarayım koalanın yazısındaki isteğine istinaden.

bir arkadaşımın annesi anlatmıştı. şimdi sağlıkla, sapsağlam neyse ki ama bir zamanlar kemoterapi görüyordu ve saçları dökülüyordu. çok üzgün ve moralsiz bir biçimde saçını 3 numara kestirmek için kuaföre gidince saçını kesen adam anlatmış. kuaförlere getirilip saçı 3 numaraya vurdurulan kız çocuklarını. evden çıktığında kafasına takılan saçmalığı çıkartmasın diye saçları 3 numaraya vurulan kızları.

Adsız dedi ki...

hakan şükür ve esra elbirliğin adı artık lütfen aynı anda gecmesın.esra ekbirlik yegenımdır.hakanın hıc bır mal varlıgı yokken esraların fabrıkaları vardı.adapazarının en zengınlerındendır kendılerı halen elbirlik ailesi olarak..herkes kendi işine baksın.öykü köprülüoğlu

Adsız dedi ki...

http://ustunidman.blogspot.com/2012/07/turkiyede-siyaset-ve-futbol-iliskisi.html

bu haberide okuyun "aslında ben Türk değilim" diyen adamın.

Rumuz: SonOsmanliTR

Adsız dedi ki...

ula siz nasıl bir şey sizin. hakan şükür'le kaç kere muhattap oldunuz.sizki en yakın arkadaşınızı anlamaktan yoksunken bu adamı anlamaktan söz ediyorsunuz...

Unknown dedi ki...

Bir yerde okumuştum ;H.Şükür, o dönem yani ilk evlendiği dönem " eşime her şeyi tattırdım " sözünü gerçekten söylemiş mi acaba ?

Adsız dedi ki...

Ne oldugunu bilmiyorum ama cok merak ediyorum.sonucta hakanin bu kizi ne kadar sevdigine hepimiz sahit olduk.kesinlikle hala sevdigine inaniyorum unutamamistir bence seven insan unutmaz.keske ayrilmadalardi.mekani cennet olsun.

Adsız dedi ki...

Neden ayrildiklarini biliyorsaniz yazatmisiniz.

Adsız dedi ki...

@SULEAKKAYA: "umarım devletine faydalı müthiş siyasetçi olacak. hepiniz küçük dilinizi yutup bu blogun sahibi gibi hınk mınk edeceksiniz" Demişsin, gördük ne kadar müthiş bir siyasetçi olduğunu, şarlatan hoca efendisi zamanının Başbakanı tarafından tu-kaka ilan edilince. Milletvekilliği bittiğinde Pensilvanya'ya bile kaçabilir çünkü o kadar saçmalayıp ileri geri konuştu ki içeri girmesi sürpriz olmaz kıronun.
BENDIX