4 Şubat 2010

Şu meşhur Galatasaray sakatlıkları ve etki-tepki prensibi

Fizikten hiç anlamam hatta çok da sevmem ama etki-tepki prensibine fena halde inanırım. (Diğer fizik kurallarına inanmıyorum anlamına gelmesin)

Galatasaray'da yaklaşık 3 yıldan bu yana başgösteren sakatlıkları, kendi içimde etki-tepki prensibine yoruyorum. Haliyle, başka başka nedenleri de yok değil. Sağlık Kurulu'nu anmadan geçmeyeyim hemen bu noktada.

Skibbe'nin Galatasaray'a gelişinden bu yana, tabir-i caizse it gibi koşan, pres yapan Galatasaray'ı sahada göremiyorum. Daha teknik, daha yumuşak ayaklardan oluşan bir takım haline döndük. Rijkaard geldikten sonra da, benzer bir futbol sergiliyoruz. Şöyle bir düşündüğümde takımda Servet ve Mustafa Sarp dışında (şimdi Neill da eklendi) öyle sertliğe sertlikle cevap veren nitelikte oyunculara sahip değiliz.

Genelde sertlik karşısında ya Keita gibi kontrolü kaybediyoruz ya Arda gibi topu bırakıp faul bekliyoruz.

Bu dönemde, geçen sene Adnan Polat'ın da dikkat çektiği gibi sakatlıkların pek çoğu darbeye bağlı olarak gelişti. Jo son örnek olarak hafızalarda duruyor. Kulüpten yapılan açıklamada Caner'in de kaval kemiğine aldığı darbe sonucunda durumunun belli olmadığı belirtildi.

Orduspor maçı sonrası Arda'nın bacaklarındaki ve dizlerindeki morluklar gözümün önünden gitmiyor.

Kurulan takım genelde daha teknik futbolculardan oluşuyor, dripling yapıp adam eksilten oyuncular ayağında bol bol top tutuyor. Ehh, haliyle sakatlık riskini de daha artırıyorsunuz.

Etki-tepkiden ne anlatmak istediğim anlaşılmıştır. Elbette, Antalyasporlu Yalçın ya da Sedat Ağçay örneğinde olduğu gibi rakibe, bilerek ve isteyerek sakatlamaya yönelik faul yapmayacaksınız ama etki gösterildiğinde tepki vermeyi de bileceksiniz. Hatta etkiyi siz yaratacaksınız.

Bu kadar yumuşak futbol oynandığı sürece üç-beş maç "Vay be ne güzel oynuyor adamlar" denilebilir ama genel bir sezon boyunca sizin zayıf karnınız oluverir.

Tabii ki, söylemek istediğim şey kasaplar korosu değil ancak dünya üstünde de bu kadar yumuşak oynayan futbol takımları yok artık. Biraz sertlik, biraz agresiflik özellikle de bizim ligimiz için olmazsa olmaz. Hele de hakemleri göz önüne alırsak.

Dikkat edin, Galatasaray'ın yenildiği Bursaspor, Fenerbahçe, Antalyaspor, Ankaragücü maçlarında, karşımızda çok sert oynayan takımlar gördük. Hatta ayak bacak kıracak kadar sert takımlardı!

Bu tepkisizlik maalesef üstümüze yapışmak üzere gibi duruyor. Yapışırsa bu işten sıyrılmak zor olur. Her ensenize vuran da lokmanızı alır. Biz de her sakatlanan oyuncudan sonra hayıflanmaya ve Sağlık Kurulu'nu tek suçlu ilan etmeye devam ederiz.

Hiç yorum yok: