15 Haziran 2010

Taraftarın hastalıklı transfer algısı


Daha 10 gün öncesine kadar, hangi Galatasaraylı'yla konuşsanız, Vince Grella'nın orta sahadaki açığı kapatacağını, mutlaka alınması gerektiğini, Galatasaray'ın işlemez orta sahasına ilaç olacağını düşünüyordu.

Dünya Kupası'ndaki Almanya maçı sonrasında fikirler, düşünceler gündüzden geceye döner gibi yön değiştirdi. Şimdi herkes, "Aman abi Allah korumuş, iyi ki almamışız" diyor.

Türkiye'de futbolcuya, transfere bakış tamamen budur. Hakkında doğru düzgün bilgi sahibi olmadığımız adamları göklere çıkartmaya bayılıyoruz. Son senelerde garip ve anlamsız bir biçimde şöyle bir cümle dönüp duruyor: "Adamın Premier League kariyeri var". Eeeeee, evet var. Bu mudur transferdeki tek kıstasımız. Premier League'den gelen ya da gelecek her oyuncu için yeterli bir argüman mıdır bu?

Doğrusu ben de kabul ediyorum o ligin gayet zevkli olduğunu ama bu kadar büyütmenin bir anlamının da olduğunu düşünmüyorum.

Yeniden Grella özelinde transfer hadisesine dönelim. Daha birkaç gün öncesine kadar 'mutlaka alınması gereken adam' listesindeki Avustralyalı'ya, Almanya maçından sonra çarpı atıldı. Daha birkaç gün öncesine kadar, transfer edilmediği için ağzına geleni söyleyenler şimdi alınmadığı için mutlu.

İşte bu fikir, Türkiye'nin temel sorunlarından biri. Ama sorun, taraftarın böyle düşünüyor olması değil. Kulübün başındaki yöneticisi, başkanı da bu minvale düşünüyor ve hareket ediyor.

Adnan Polat'ın bugünkü Hürriyet gazetesinde bir röportajı var. Stoch için "Gelse Arda'nın yedeği olurdu" diyor. E abicim o zaman niye transfer etmeye çalıştın haftalarca? Neden İngiltere'ye 3 sefer düzenledin? Adama sorarlar? Ben de soruyorum işte.

Bok atmanın da bir kalitesi olmalı. Bok atarken ayakların yere sağlam basmalı. Şimdi alenen bok atıyorsun Stoch'a ama cümlelerinin hepsi havada asılı kalmış.

Türkiye'de ne yazık ki, futbol konusunda herkesin biraz da 'küçümseyerek' sarf ettiği "Sokaktaki adam" tanımlaması, aslında hepimiz için az çok geçerli. Hepimiz "Sokaktaki adam" oluyoruz zaman zaman.

Bu sakat, hastalıklı fikirden aciliyetle sıyrılmak gerekir. Yoksa ülkedeki futbol düzeyinin, her yıl daha aşağılara inmesini izleriz.

2 yorum:

Mario Jardel dedi ki...

Galatasaray yönetiminin ayarı kaçtı iyice.. Santos'un bonservisi kaçtı kaçacak, kewell gönderildi, keita'nın gönderilebilmesi için taraftar hazırlanıyor, kaçan transfer sonrasında da böyle komedi açıklamalar yapılıyor.. Kötüye gidiyoruz, adnan polat rijkaardta değişecek galatasaray'da değişecek demiş.. Bu açıklamaların ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz.. Bu düpedüz artık küçüleceğiz, geçen seneki bereket olmayacak, rijkaard kısıtlı kadroyu da çalıştırmaya kendini alıştırsın demek..

Görkem dedi ki...

Adnan Polat Stoch için Chealse ile sadece iki kez görüştük demiş yani öyle aylarca süre gelen bir dönem değil ,bence bu konu abartıldı.Hani Arda'nın yedeği olması durumuda kimse tarafından itiraz edilebilicek bir durum değil Arda gibi bir adam varken Stoch oynamayabilirdi bu gayet doğal,ama Keitayı satmak gibi saçma bir düşünceleri olduğu için belki Keita'nın yerine oynatıcaklardı.Şunu göz önünde tutmalıyız elimizde şuanki kadroyla düşünürsek Kewell,Giovani(alınırsa) ,Baros,Keita,Arda,Elano gibi adamlar var zaten ,biz sadece ihtiyacımız olan bölgelere bir iki transfer yapmalıyız.