15 Ağustos 2010

Başlık bulamadım


Önce müjdeli haberi vereyim. Döndüm. Ne kadar müjde barındırıyorsa içinde. Sonrasında kötü habere gelelim. Yenilmişiz. Eve geldim, maçın özetlerine bile bakmadım.

Bu yılın sancılı olacağı daha Temmuz ayından itibaren belliydi zaten. Galatasaray'a gönül vermiş aklı başında her taraftar zaten bunu bekliyordu. Transfer yapılmadığından ötürü söylemiyorum bunları, sakın yanlış anlamasın kimse. Bir kaos döngüsünde yönetiliyor Galatasaray birkaç yıldan bu yana. "Yaşlı, sakat" denerek gönderilmeye çalışılan daha sonra "Biz bu yıl 3 transfer yaptık. Kimse Kewell'ı transfer diye saymıyor ama 3 oyuncu aldık" açıklaması, senelerden bu yana kangren haline dönmüş Sağlık Kurulu'nun apar topar yenilenmesi bile, bu kaotik ortamın ve seyirciye şirin görünmenin çabalarından başka bir şey değildir.

Hayır, ilginç olan insanların çocuk gibi oyalanması. Galatasaray Kupübü'nün başkanı Dünya Kupası'ndan önce gazetelere çarşaf çarşaf açıklama yapıp, "Dünya Kupası'nda oyuncu izliyoruz, transferi ona göre yapacağız" deyip, ligin başladığı ilk hafta halen transfer yapamamışsa, taraftarı istemiyor diye almayı düşündükleri adamdan vazgeçiyorsa, o kulüpten hayır gelmez.

Çok daha önceleri fikrimi beyan etmiştim, Adnan Polat ne yazık ki, başkanlık işini kıvıramamıştır ve devam etmesi Galatasaray için zaman kaybından başka bir şey değildir.

Taraftar konusuna girmiyorum bile. Artık bambaşka bir nesile sahibiz.

Beni yormayın daha fazla. Yoldan geldim, anlayış sahibi olun lütfen. Sözün özünü bünyeyi daha fazla hırpalamadan söyleyeyim. Sezon ortasına doğru ne Rijkaard kalır, ne de var olan yönetim. Galatasaray, olağanüstü günlere gebedir. Haa, ama bakın görün, hafta arası transferler nasıl yapılacak. Çünkü vıcık vıcık popülizm kokan bir yönetim sahibiyiz. Taraftarın ağzına emziği verirler hafta arası herkes bloglarda methiyeler düzer, ehh biraz akıllısı "Niye bu işi Temmuz'da bitirmediniz" der, bir sonraki sendelemeye kadar herkes mutlu mesut yaşar.

Aslında beynime sıçayım, masanın başına geçip şu aptal yazıyı yazdığım için. Bu ülkede 40 lira kazanmak için hamallık yapan Ahmet Fazlı Elçi'yi konuşmak gerekirken, ne yazıyorum. Çocukluk-gençlik arası Yeşildirek'te hamal Ahmet Amca ile yaptığımız bir muhabbetten bir alıntı ile bitireyim, "Ozanım, bu yükleri taşımak sorun değil, beynindeki dertleri, gönlündeki sorunları taşımak en beteridir."

Tekrar merhaba diyeyim, yarın görüşürüz...

3 yorum:

Ozan dedi ki...

ağzına sağlık hoşgeldin napalım abi rijkaard bize fazla adam gibi yönetim olucak ki rijkaard başarılı olsun

tenten dedi ki...

75 e kadar hala umudum vardi... 75 ten sonrasini hatirlamiyorum ya cehennem gibiydi... kurtarici olarak arda'nin yerine baris ozbek giriyor takima... ahhh ahhh... cok uzun bir sezon olacak

koala dedi ki...

@ Ozan; sağolasın Ozan. Rijkaard'ı bir an önce gönderelim de herkes mutlu olsun.

@ tenten; bitmez bitmez...