25 Ekim 2010

Ama üniversiteler özgürleşti


Yıldız Teknik Üniversitesi'nde türban karşıtı afişlerin indirilmesi nedeniyle geçen yaşanan gerginlikle ilgili rektörlük tarafından açılan soruşturma kapsamında, 26 öğrencinin soruşturma bitene kadar kampüse girmeleri yasaklandı.

YÖK Başkanı'nın, üniversitelerin özgürleştiği müjdesini vermesinin üstünden daha bir ay bile geçmemişken hem de.

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf Öğrencisi Berna Yılmaz ve Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Makine Bölümü 2. Snıf Öğrencisi Ferhat Tüzer, ise 6 aydır cezaevinde tutuluyor.

Ne için?

Tayyip konuşma yaptığı sırada "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız!" yazılı pankart açtıkları için. Haklarında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Ama üniversiteler özgür hale getirildi. Hem de kim tarafından? YÖK.

Üniversitelerde her türden protesto ve eylem hakkına okuldan atma, uzaklaştırma, kınama gibi cezalar verenlerin üniversitelerin özgürleştirilmesini türbana indirgemesi aslında şaşılacak bir durum değil.

Evet, senelerdir, kişisel olarak bu insanların türbanla okula girmesinin önünün açılmasını istiyorum. Yani bir gencin kafasındaki bez parçasından ötürü okula alınmaması gerçekten de anlaşılabilir bir durum değil.

Amaaa parasız eğitim hakkını savunmak için pankart asanları, protesto eyleminde bulunanları cezaevlerine tıkmak, haklarında en şiddetli cezaları vermeyi de, tam ta "Üniversiteleri özgürleştirdik" masalı dönemine denk gelmesi özgürlüğün sınırlarının neye ve kime göre değiştiğini açıklamıyor.

Bugün Paris'te onbinlerce üniversite öğrencisi, Fransız hükümetinin emeklilik yaşını 60’dan 62’ye çıkartan yasa tasarısına karşı çıkmak için grevde olan işçilere destek veriyor. Bunun Türkiye'de olduğunu düşünüyorum da, kimbilir kaç üniversite öğrencisi okuldan atılır, kaç tanesi uzaklaştırılırdı.

Şu türban denen beladan bir türlü kurtulamıyoruz. Belki okuyanlar kızabilir ama benim açımdan tam bir bela. Çünkü bu ülkede çok daha can yakıcı, çok daha sıcak gündem maddeleri varken, ısıtıp ısıtıp önümüze getirilmesi ve bizim de bu ısıtılarak, önümüze getirilen hadiseye kanarak, konuşmamız can sıkıyor.

YÖK denen 12 Eylül artığı kurum hâlâ yerli yerinde dururken, üniversitelerin özgürlüğünden söz edebilmek mümkün değil. Öncelikle bunu beynimizin bir kenarına yerleştirmemiz gerekir.

Cuma namazları çıkışlarında YÖK'e edilen beddualar hafızalardadır sanırım. Gayet iyi anımsıyorum, her cuma namazı çıkışında Beyazıt Camii'nden çıkanların YÖK karşıtı protesto eylemlerinde bulunduklarını.

Şimdi YÖK birdenbire özgürlükçü bir kurum haline mi geldi?

Bu yüzden bu ülkenin sağ kanat savunucuları sahtekârdır, konjonktüre göre eylem, söylem geliştirirler.

Ben 1990 yılında da YÖK karşıtıydım, bugün de halen YÖK'ün yıkılması gerekliliğini savunuyorum.

Ne oldu Filistin davası? Ne oldu Filistin eylemleri? Kim şu gün itibariyle Filistin'deki ablukanın yıkılması için sokaklara çıkıyor? Mavi Marmara baskını sonrası birkaç hafta "Ya Allah bismillah" cayırtısı. Hepsi o kadar işte.

Bu ülkede İsrail Büyükelçisi Elrom'u kaçıran gençler darağaçlarında asıldı. Ve bu ülkede o asılan gençlerin fikirlerini benimseyen insanlar, Filistin'de yapılan insanlık dışı uygulamaları hâlâ protesto ediyor.

Sizce aradaki fark ne? Samimiyet. Aradaki en büyük fark samimiyet. İlerleyen zamanlarda bugünün 'asileri' Müslümanların, İsrail'e götünü döneceğinden emin olun.

Ve emin olun dün, bugün ve yarın da bu ülkede bir avuç onurlu insan, İsrail'in Filistin'e uyguladığı protestoların karşısında duracak.

Şu son iki örneği pekiştirmek için sadece şu örneği vereceğim. Aylardır HSYK toplantılarına katılmayan ve HSYK'yı hukuksuz ilan eden Adalet Bakanı, bugün yeni HSYK üyelerinin hepsinin altına gıcır gıcır sıfır otomobiller çekti.

Hah işte gayet iyi anladınız siz, ne demek istediğimi.

9 yorum:

Ergül dedi ki...

Bizim üversitede(MKÜ) de geçen yıl yapılan yemek zammı protestoları nedeniyle, 180 kişi hakkında soruşturma açılmış. ÇOK ÖZGÜRÜZ!

Ozan dedi ki...

bunların amacı özgürlük felan değil birşeylerin intikamını almaya çalışıyorlar ben düşünüyorum ki bunlar cumhuriyetin kuralmasının intikamını alıyorlar

twitterda da çok güzel yorumlar var

Devlet boyle biseydir yeri gelir Erdal Eren'in yasini buyutur asar yeri gelir Ogun Samast'i kucultur cebine sokar

kedi öldürenin 300 lira verip kurtulduğu, demet akalın'a twitter'da hakaret edenin ise hapse girdiği ülkede adalet aramak yanlış olur zaten.

12 eylülden beri bazı insanlar ve hatta annem bana uluorta fikirlerini açıklama diyorsa bu ülkede özgürlük bitmiş

türkiyede sistem böyle ne yazık ki meydanlarda bağırırsın şunu değiştiricem bunu değiştiricem diye ama sistemin opir parçası olursun herkes o sistemi kendine göre uyarlama derdinde keşke halkımız sağlam dursa dik duruş gösterip düzeni kendilerine göre değil halka göre olması gerektiini devletin aklına kazısa ama çok şey istiyorum biliyioru bunun olması için okur yazar oranının fazla olması lazım

outlaw dedi ki...

@koala,

küçük bir düzeltme: israil başkonsolosu ephraim elrom'u kaçıran thko değil, thkp-c'ydi. ve mahir, hüseyin ve ulaş daracında değil, devlet tarafından vurularak öldürüldü.

ozdmroz dedi ki...

Abicim, Bak izliyoruz takip ediyoruz Fransa'da emeklilik yaşı sadece ama sadece 2 yıl çıktı diye öğrenciler nasıl birlik, nasıl örgütlü. evet yakıyorlar yıkıyorlar ama sonuçta bir görüşleri ve tepkileri var. Sırf pis milliyetçiler diye fransızlardan nefret ederim ama bu yaptıklarınıa saygıyla eğiliyorum. Demek istediğim bizde o örgütlülük yok, 12 eylül'den sonra susturuldu bu gençler ve hala susuyoruz. milletin beyni din ve muhafazakar kisveleriyle yıkanmış demem o ki işimiz zor be abim.

Adsız dedi ki...

*Hayır standında çalışan gençler AKP'liler tarafından dövülüyor,polis AKP'liler yerine dayak yiyen gençleri tutukluyor.
*Hayır T-Shirt'ü giymiş genç polis tarafından fotoğrafı çekilip fişlendikten
sonra,ters giymesi karşılığında serbest bırakılıyor.

Bu örnekler de benden olsun.
Bu arada Demet Akalın o genci hapse attırmakta haklı.Kimsenin kimseye küfretmeye hakkı yok.Ders olsun.

koala dedi ki...

@ outlaw; yok aslında onu kastetmemiştim ama haklısın öyle algılanıyor.

Ozan dedi ki...

@ 13_rüzgar_13 ; haklı benim ona lafım yok ama adalat makam sahibi olanlar için daha hızlı işliyor orda anlatılmak istenen o mesala biri bana küfür etti diye dava açsam dava günü gelene kadar ölme eşşeğim ölme :D

Çağrı dedi ki...

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde okuyorum, olayların sebebini, neden ve nasıl meydana geldiğini, bu olayları çıkartan kişilerin kim olduklarını çok ama çok iyi biliyorum çünkü en önde oturan sağdaki iki kişi bölümden arkadaşım hatta en sağdaki elemanla aramız iyidir, kendisi Fenerbahçeli olup İzmirlidir, neyse konuya geçeyim ;

Bu adamlar Pkk'ya gerilla der, hazırlık binasında kümelenip okula yeni gelenleri kafalamaya çalışırlar, amaçları görüşlerini açıklayıp efendi efendi gitmek değil tam tersine okulda olay çıkarıp, olayın medyaya taşınmasını sağlamaktır, en sağdaki arkadaş daha önce de bir olaya karıştı ve yarım dönemliğine okuldan uzaklaştırıldı yani anlayacağınız bu adamların hepsi birer mühendis adayı ama meseleleri, okumak, fikirlerini medenice belirtmek değil olay çıkartarak, kendi partilerinin ( Tkp)reklamını yapmaktır.

Kimse şahsi görüşleri yüzünden, okula panzer sokturup arkadaşlarının derse girme hakkını gasp edemez ...

frodo555 dedi ki...

"Herhangi bir muhalif eylem yapınca hemen dosyasını açıp milleti 3423 değişik örgütle suçlamak kadar abes birşey yok bence" diyorum ve hiç "ama" demeden o arkadaşların savunduklarının da aslında ne kadar saçma olduğuna geçiyorum.

Bu arkadaşlara harç kredisi verilmiyor mu(parasız eğitim isteyenlere)? Öğrenim kedisi de veriliyor bildiğim kadarıyla... Eee! Ne parasından bahsediyolar daha?

Verdikleri vergi edebiyatına da girmesinler, bir sürü insan, mesela benim teyzemle eniştem her yıl eşek yüküyle vergi verirler ama çocukları yok, başkasının çocuğunu kendi cebinden okutmak zorunda mı o insanlar?

kaldı ki ödedikleri harç da adam başı maliyetin %12'si mi 15'i mi ne! yani alınan harç açıkça yaptığı işin, okuduğu yerin, ona bağlanan gelecek umudunun, kısaca olayın ciddiyetinin farkına varması, artık zorunlu eğitim değil, şanslı ve çalışanın eğitimini aldığını görmesi için vurulan küçük bir fiskeden ibaret...

Bizim de eski sömürgelerden aparılmış trilyon dolarlık setvetimiz ve altyapımız olsaydı belki düşünürdük parasız üniversiteyi de, ösym kapısından dönmüş tofaşta asgari ücret alan mehmet'ten veya tekstilde gece vardiyası yapan ebru'dan kesilen vergiyle bu arkadaşlarımızın 4 yıllık eğlencesinin tamamının finanse edilmesi de diyanet bütçesi kadar haram değil midir?

Bana sorarsanız bizim gibi bir ülkede üniversite en az %60-70 paralı olmalı... Nasılki şeref derecesi olamayan, burs alamayan standart amerikalı okul parasını lise boyunca tatillerde çim biçerek, gazete dağıtarak oto yıkayarak çıkarıyor veya annesi babası bunun okul masrafı için ek iş yapıyorsasa, bu arkadaşlarımız da biraz maçayı sıkmalılar bence...

akepenin yıkmak için geldiği kurumları kullanmak hoşuna gidince yan çizmesinden nefret ediyorum. yök de bunlardan biriydi... yeni anayasa taslağında çok düdük bir koordinasyon kuruluna dönüştürülüyor, eğer bir şekilde muhalefet edilmez de bilimsel komisyon tasarısındaki şekliyle çıkarsa 4-5 sene sonra yök başkanının hangi badem bıyık olduğunu bilmeyeceğiz bile...

(şimdi söyleyeceğim de hayata nereden baktığınızla doğrudan alakalı tepki alacaktır ama) heseyeka üyelerine verilen -neydi lan bu arabanın adı- laguna... megane değil de neyse işte şu arabalar da adamlara hakaret bence... Devletin 1000 küsur mersedesi var, o kadar tartışılan, ele geçirmek için uğraşılan bir makamdakiler bunlara biniyorsa bin küsur mersoya kim biniyor lan o zaman?