14 Mart 2011

Bu isimleri hatırlar mısınız acaba?


Hafız Akdemir/Özgür Gündem (1992)

Çetin Ababay/ Özgür Halk (1992)

Yahya Orhan/Özgür Gündem (1992)

Hüseyin Deniz/Özgür Gündem (1992)

Musa Anter/Özgür Gündem (1992)

Namık Tarancı/Gerçek (1992)

Mehmet İhsan Karakuş (1993)

Ercan Güre/ HHA (1993)

Rıza Güneşer/Halkın Gücü (1993)

Ferhat Tepe/Özgür Gündem (1993)

Nazım Babaoğlu/Gündem (1994)

Erol Akgün/Devrimci Çözüm (1994)

Metin Göktepe/Evrensel (1996)

Ayşe Sağlam Derince (1997)

Pek çoğu kontrgerilla tarafından öldürüldü, bazıları ise polis tarafından. Ne kadar ilginç ki, bugünün koltuk sahipleri, dün Taksim'de gördüğümüz bazı kişiler, bu ölümler karşısında tek bir tepki bile vermedi.

Köşe sahipleri, köşelerinde bu isimleri hatırlamadı.

Bugün hâlâ pek çok düzen muhalifi gazeteci hapishanelerde. Sosyalist, devrimci basına her yıl defalarca aramalar, gözaltılar, tutuklamalarla gözdağı verilir, bezdirilmeye çalışılır.

Dün Taksim'de eylemci ruhu şaha kalkanlar bu gazetecilere "bölücü" yaftasını yapıştırır, sundukları haber bültenlerinde isimleri 'gazeteci' değil de "bölücü, terör örgütü yanlısı" olarak geçer.

İşte gün gelir, aynı masayı paylaştığınız insanlar da "terör örgütü üyesi" oluverir, düzeni baştan düzenler için.

Doğru tepkiler vermeyi öğrendiğimizde, sesimizi daha güçlü çıkartmaya başladığımızda, gazeteciyi kendi içinde sınıflandırmadan meydanlara çıkıldığında daha sağlıklı sonuçlar alınabilir.

Özgürlük herkesin hakkıdır. Onu da bir avuç azınlık hakkı olarak algılamaktan vazgeçelim...

Yine de bir yerlerden başlamayı umut olarak kaydetmek lazım bir yere.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

göze çarpan ilk kişi nasılda belli ediyor kendini

folklorikdetaylar dedi ki...

Abi nede güzel yazmışsın valla bende sabahleyin özgür gündem'in istanbul'un göbeğinde bombalamasını hatırladım bunların hiçbiri köşelerinde tek satır yazı yazmadılar gazete dağıtan çocuklar öldürüldü yine tek satır yazı yokdu bunların demokratlığı benim gözümde emre ve engin kadardır.

kaptan dedi ki...

bir yerden baslanmasi gerekiyordu basladilar en azindan yuruyerek yollar asinmaz:)) gerci hergun yurumek gerekir bu ulkede her saat basi italya gibi o kadar bos beles insan kahve koselerinde dedikodu yapiyor milyonlarcasi bos bos kadinlari calisiyor bu esekleri doyuruyor, bir de erkek milleti diye kasina kasina gezerler ibneler sonrada biz sorariz tecavuz niye artiyor diye deyyuzler butun gun kahvede kari kiz konusmaktan baska bir ise yaradiklari yokki bu yuruyenlerde aynisi geldiler dedilerki kahvenizi kapatiyoruz deyyuzlar uyandi ulan ne oluyor diyorlar simdi senelerdir devletimiz icin vatanimiz icin milletimiz icin yalamadigimiz kalmadi bizim kahveyi kapatiyorlar kumardan:} bu kadar curnallik yaptik bu kadar gazetecileri gammazladik kendimizden saymadik bize yapilirmi lannn bu..isi oldu yuruyus, ama yinede ayaklarina saglik ne yaparsa bunlar yapar, devlet gibi:))

Adsız dedi ki...

Gerçekten de "Özgürlük ama herkese özgürlük"Ne kadar aykırı düşünceyi savunursa savunsun hiçbir gazeteci düşüncesinden dolayı baskı altına alınmamalı.

Dün 301'den mahkum olanlara sesini çıkarmayıp, kaldırılmasına karşı çıkanlar bugün ergenekondan içeride olanlar için ortalığı ayağı kaldırıyor.İçimden beter olun demek geliyor ya neyse..(Ergenekondan içeride olanlar için suçsuz olsalar bile üzülmüyorum.)

berxwedanjiyane dedi ki...

yalan kendilerine dokunana kadar bin yaşasın diyorlardı(çoğu) şimdi yılan dokunmaya başlayınca mı kafası koparılmak isteniyor.yılan büyüdü artık kafası koparalamayacak kadar büyüdü.zamanında yapılanları terör yandaşları olarak algılayanlar şimdi pişman ama son pişmanlık neye yarar.keşke en başında kafası koparılsaydı o yılanın ama keşkelerle dönmüyor dünya.ne diyelim şimdi yırtın kıçınız yırtabileceğiniz kadar o yılan büyüdü bizi yuttu sıra sizde.zamanında birlik olamadınız şimdi birlik olacak adam kalmadı etrafta.bi fıkra vardı tam hatırlayamadım askerler geliyor a yı alıyor b yi alıyor c yi alıyor y yi alıyor z bunların hiç birine ses çıkarmıodu sonuçta ona zararı yoktu sıra z ye gelince ses çıkartacak kimse kalmamıştı