Bugünlerde yere göğe sığdırılamayan, 'demokratikliği' ve 'özgürlükçülüğü'ne sürekli parmak basılan Menderes iktidarının tasarladığı, 6-7 Eylül olaylarının üstünden 56 yıl geçti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin utanç sayfalarından biri olan 6-7 Eylül resmi rakamlara göre 11 kişi öldü, 300 kişi yaralandı.
Binlerce kişi, Taksim'de, Harbiye'de, Şişli'de, Osmanbey'de, Nişantaşı'nda, Kumkapı'da, Samatya'de, Bakırköy'de, Yeşilköy'de, Moda'da, Kuzguncuk'ta, Yedikule'de gayrimüslimlerin evlerine, işyerlerine saldırdı. Evlere girip kadınlara ve çocuklara tecavüz etti, insanları döverek, kurşunlayarak öldürdü.
Hep söylenir ya, Türk milleti 'hoşgörü'dür, 'misafirperver'dir diye, külliyen yalan. Sene 1955'te 'Atatürk'ün evi bombalandı' diye İstanbul'da galeyana gelen Türk halkı, 1993'te Sivas'ta 'din elden gidiyor' diye insan yakıyor. Sonra biz bu olanlara gözümüzü kapatıyoruz ve 'Türk insanı hoşgörülüdür' diye palavranın en alasını sallıyoruz.
Bugün Taksim'de, Şişli'de, Nişantaşı'nda, Osmanbey'de apartman sahibi olanların birçoğu, o dönemin yağmacılarıdır. O tarihten sonra birdenbire zenginler türemiştir ülkede, adı sanı duyulmamış yeni zenginler.
Bilinçli, organize, hatta devlet destekli ve tertipli 6-7 Eylül olaylarından sonra onbinlerce yerleşik İstanbullu yerlerinden edildi, zorunlu sürgüne mahkûm edildi.
İnsanları dinledikçe tabii hayrete düşmemek elde değil. Rumlar ve Ermeniler için "Bu ülkenin rengi" diyorlar, sanki salon süsüymüş gibi. 'Bu ülkenin rengi' denilen insanlar, yüzyıllardan beri bu coğrafyada yaşıyorlar. Birbiriyle birebir örtüştüğü için söylemekte yarar var; Kızılderililer de bugün, ABD'nin rengi olarak görülüyor.
Birarada yaşama kültüründen uzak bir toplumuz. Baskıyla, zorlamayla, sindirerek insanların bizim gibi olmasını istiyoruz. Aradan seneler geçiyor ama bu değişmiyor. Gazetelerde köşe yazarlığı yapanlar, kendileri gibi yaşamayanlara "Tahammül ediyoruz" ediyoruz, diyerek aslında beyinlerinin içindeki alçak düşünceleri daha fazla dayanamayıp, itiraf ediyor.
Yıllarca tanıdığı Cengiz isimli arkadaşımın aslında Rober olduğu gün bu ülkenin insanlarından nefret etmeye başladım. Tıpkı zorla din dersine sokulan lisedeki Alevi arkadaşım Bahar gibi ya da Kürt olduğunu, söyleyemeyen Barış gibi.
Bunları söyleyince "Bu ülkede bir tek Türk olduğunu söyleyemiyorsun" diye bir söylem ortaya çıktı. Kimin Türklüğü bugüne kadar tartışma olmuş bilmiyorum, en azından denk gelmedim ama azınlıkları ve başka kimlikte insanlar için bir-iki kelime söylenince hemen bu cümleyi savuruyorlar.
İnsanların isimlerini değiştir, zorla Müslüman gibi yaşat, evlerini ellerinden al, kadınlarına, kızlarına tecavüz et, kendi ülkelerinden başka yerlere sürgüne gönder sonra bu cümleyi rahat rahat söyle. Pes, hakikaten pes!
Yaptıklarımızdan utanmıyoruz, üstümüze alınmıyoruz ve tarihimizle yüzleşemiyoruz. Bizim dışımızda herkes suçlu. Zaten o suçlu psikolojisini atmak için uydurduğumuz sihirli bir kelime hoşgörü.
Osmanlı'dan bu yana hoşgörünün dünya üstündeki tek temsilcisiyiz! Bir de o, hoşgörü denen yalanı tarihsel boyuta taşırız. Adamın çocuğunu al asker yap, kızını al hareme at, vergi yüküyle boğ sonra hiçbir şey olmamış gibi "Ama biz kimsenin dinine karışmadık" diye yalanın en aşağılığına kendini inandır ve bu yalana ortak ol.
Çok linç yaşadı bu topraklar. Hiçbirinde 'hata bizde' diyemedik. Birileri Ruslara yardım etti, birileri Atatürk'ün evini bombaladı, birileri vatan hainiydi v.s. v.s.
Bizse dünyaya, yüzyıllarca 'hoşgörü'nün dersini verdik.
Yüzlerce kadına ve çocuğa tecavüz edip, erkekleri 'sünnet' edip, evlerini, işyerlerini zorla sahip olmak nasıl büyük bir vicdansızlıksa, bütün bunlara gözünü kulağını tıkayıp hiç olmamış gibi davranmak da, o gün yapılanları haklı çıkartmak ve insanlıktan çıkmaktır.
Hâlâ kan üstünden siyaset yapılan bir ülkenin ferdi olmak, insana utanç veriyor. Hele de, kafamı çevirip şu yaşananları gördüğümde.
Şu yapılanlardan utanmayan, insan olamaz.
Şarkıyı da dinlersiniz.
15 yorum:
Ben UTANIYORUM...
Ve sen her zaman olduğu gibi bunu olması gerektiği gibi dile getirmişsin...Kalemine sağlık...
Bazı şeyler yapılmıştır elbet ama şunu da kabul edelim bu ülke insanı tuhaftır. bir anda gaza gelir ve yapmayacagı seyleri yapar. bir yandan turist görünce mutlu olur elinden geldiğince yardımcı olmaya calısır bir yandan da turisti kazıklamak icin elinden geleni yapar. dediğim gibi bu ülkenin insanları tuhaftır. hem cok saftır hem de cok uyanık. ikisinin arası genelde yoktur.
Ben bir mersinliyim. kısacası küçük istanbul diyebileceğimiz ama aslında cok enteresan bir şehirdenim. benim şehrimde her türden insan vardır. şehrimde iki tane kilise var ve ikisi de şehrin göbeğinde. kimsenin o kiliselerden rahatsızlık duydugunu görmedim. (eski zamanları bilemem tabii) yaptıgımız tek ayıp belki cocukken kiliseye pazar gunleri gidip sarap ekmek muhabbetinden sonra cıkarken papazı kızdırmak icin Allah razı olsun papaz efendi demektir. bu sehirde yasayan biri olarak bircok konuda özellikle bu milletlerle ilgili konularda seninle aynı fikre sahip değilim. ama senin yazdıklarını okumak bana olaylara farklı acılardan bakma fırsatı veriyor. ülke olarak zaten en buyuk sorunlarımızdan bir tanesi at gozlukleri ile bakmamız bizden farklı fikirlere karsı. o nedenle benim acımdan senin yazıların bana bu sansı saglıyor o nedenle teşekkür ederim.
Öncelikle seni kınıyorum.
''Bir rum yalanı; 6-7 eylül olayları'' belgeseli yakında piyasaya çıkınca işin gerçek yüzünü göreceğiz. Zaten müslümanlar katliam yapmaz, türkler de yapmaz. Bir kaç provakatör kendini bilmezin yaptığı da genele maledilemez. Bu sebeple sürülen, malları işgal edilen rum yoktur. Bunlar demokrasi aşığı Adnan Menderes'i karalamak için ortaya atılan Cia, Fbi, Mi6, Mossad, Kgb yalanlarıdır.
http://haber.gazetevatan.com/adanayi-kana-bulayacaklardi/398165/1/Gundem
sen bunları savun amk tamam mı hepinizin amk
@Turan ; Ben yaşım gereği hadi 1960 ları çocukluğum olarak saymayayım ama 1970 leri Tepebaşında,Perada,Tünelde ve Büyükada da geçirmiş biri olarak çok Rum ve Ermeni komşu,arkadaş,esnafla haşır neşir oldum ve hala da temas halinde olduğum insanlarım vardır,yazılanın çizilenin de ötesinde çok daha vahim şeyler yaşandığından emin olabilirsin.Aslında bizlere anlatılan o kadar çok yalanlar var ki,bu bahsettiğimiz olsun,Sarıkamış olayları olsun,Dersim olsun...Yıllarca Resmi Tarih ideolojisi olarak beynimize kazındığı ve okul kitaplarında pekiştirildiği için yaşananların anlatılanlar gibi olduğuna neredeyse bende inanacağım...Müslümanlar katliam yapmaz lafına da ayrıca gülüyorum...Hele Menderesin demokrasi aşığı saptaman tamamen kopardı beni...
@Adsız sana gelince neyin savunulup savunulmadığını bile çözememişsin sana en iyi cevabı nereye neyi, ne zaman koyacağını iyi bilen moderatörümüz cevap verir belkide...
@ VahitK.; abi bırak, istediklerini söylesinler, umursamıyorum, yazsın istediğini. bir gün gerçeği görürler umarım.
Garip yorumlar var,
"Demokrasi aşığı Menderes"
Toplumu galeyana getirmek için atılmış en büyük yalanlardan Atatürk'ün evinin bombalanması haberi.
Madem Menderes demokrasi aşığı idi çıkan olayları bastırmak yerine neden beklemeyi tercih etti. Dükkanlar yağmalanıp, talan edilip, insanlar tecavüz edildikten sonra tanklar girdi İstiklal Caddesine. Demokrasi aşığı menderes sadece pişkin pişkin bakmakla yetindi. Aynen Diğer siyasilerin Çorum Maraş ve Sivas olaylarında yaptığı gibi.
Yazılanlara katılırsınız katılmazsanız, en büyük sorunumuz karşı görüşleri dinlememek ve karşıdakinin ne anlatmaya çalıştığını anlamamaktır. Tüm bu çatışmalar bu sebeplerdendir. Çatışma ve tahammülsüzlük yerine karşıdakinin aslında ne anlatmak istediğini bilmek, belki o zaman adam oluruz. Fakat sanmıyorum, burada yazılanlara bile sinirlenip hiddetlenen insanlar olduğu sürece daha çok 6-7 Eylül, Maraş'lar yaşarız.
https://picasaweb.google.com/112756778055196275739/67EylulOlaylar02# Buradaki fotoğrafları iyi inceleyin. Fotolar kronolojik olarak ilerliyor. Asker ne zaman girmiş İstiklal'e olayları bastırmak için bir bakın. ve anlamaya çalışın.
Ben zamanında yaşanmış olan olayların ne olduğunu, kimin ne amaçla neler yaptığını bildiğimi düşünüyorum. Doğru olduğuna inandığım birçok kaynaktan yazılar, belgeler okudum. Kendimce fikirlerim, yorumlarım var. Benim asıl merak ettiğim bu yazılarla ne amaçlandığı. Tamam, bu aralar türkleri ve türklüğü aşağılamak moda ama yinede yazılan yazıların bir anlamı olmalı. Kabul edilmesi mi isteniyor olayların, Rumlardan alınan evlerin ve maların geri verilmesi mi isteniyor, tazminat mı ödenmesi isteniyor? Yoksa savaş ile alınan toprakların geri verilmesi midir istenen? Ben gerçekten bu noktayı yakalayamıyorum artık. Bir grup sürekli katliam yapıldığını, bir grup yapılmadığı iddia edip duruyor. Her iki iddianın da doğru olması ne getirebilir bu topluma. Dünyada katliam yapmamış olan bir toplum, millet veya din mensubu var mı? Osmanlı tüm dünyayı, toplumlara sevgi ve hoşgörü getirmek için fethetmeye çalışmadı. Fethettiği ülkelerin vatandaşlarına da karanfil dağıtmadı tabii ki. Ama Osmanlı'nın yaptıkları diğer toplumların yaptıklarından kesinlikle farklı değildi. Tarih boyunca tüm medeniyet ve toplumlar bu şekilde davrandı. Fethettiği toplumları asimile etmeye çalışmayan bir ülke yok ne yazık ki.
Türkiye'de Menderes dönemi, öncesi ve sonrasında yaşananların tamamı belgelerde yazılı. Bu belgeler tarafsız bir şekilde incelenirse gerçekleri ortaya çıkar. Ne yaparsanız yapın bir belgeyi yok edemezsiniz.
Hahahaha tamamen ironik olarak yazdığım yorum ciddiye alınarak cevap verilmiş. Bende ona koptum. :))
Bir utanç günüdür ülke adına. Ulusal bir burjuvazi yaratma hayalleri gerçek oldu. Ancak şimdi akıllandı bu faşistler artık tek tek yok ediyorlar ve daha az ilgi çekiyor. Zaten sesini çıkartan kalmadı, az sayıda kişiyi de vatan haini ilan ediyorlar ve bitiyor.
Yani şunu mu anlamalıyız ;
Sen(@Hikmet KESKİN) biriyle tartıştığın zaman yada bir takım kırgınlıklar sonrası,özür dilemeye gerek yok kardeşim,yaşandı bitti,unutalım gitsin mi diyorsun...Tabiki bu olmalı ama öncesindeki bir özür kırılganlıkların yarattığı tahribatı bir nebze de olsa onarmaz mı...Yani öze dönersek olayların kabul edilip edilmemesi tartışmasının karşılığı budur bence...
Sevgili @Turan,bir Hahahaha da benden,yazıyı boşlukta bırakmaktansa sonuna bir göz kırpma vari birşey koysan da yapılan ironi okunduktan sonra okuyucuyla buluşsa olmazmıydı...Yoksa çevir kazı olayımı bu...
Belki de senden sonra bir link paylaşıp sen ve ben dahil herkeze giydiren tipin yazısı senin ironini görmemizi engelledi,herif sigortaları attırdı çünkü ve ben ikisine tek mesajla cevap yazmıştım...
Sevgiler...
@koala ya not ;
Bir önceki gönderdiğimle birleştirip yayınlarsan iyi olur kanımca...
Komşum ve ben sadece bu konuyu tartışıyor olmuştu , o beni yanlış göstermek için arama normalde . Bu görünüm , büyük ve tam olarak nasıl ben gerçekten hissediyorum . Ben sadece ona onu kişisel bakış açısı bu sitede gönderilecek . Web sitesi üzerinden isteyen sonra ebook işaretlenir ve yeni mesajları okumak için geri geliyor !
@VahitK.
göz kırpma, ünlem filan konulursa anlamı kalmazki ironinin benim için. :)) Çevir kazılık bir olay yok. Zaten buradaki eski yorumlarıma, bloguma bakarsan görebilirsin. Ama ben yazarken de içimden geçirdim hadi ilk başta ironi olduğu anlaşılmaz belki sona kgb, mi6 falan fişmekan diye bir ekleme yapayım da belli olsun diye ama olmamış yinede. :D
Yorum Gönder