26 Ekim 2011

John Travolta özentisi pezevenk

Sezonun başı ilginç olmuştu. Mahkemelik olan bir ligimiz var. Bir sezon öncenin şampiyonu kim belli değil. Kulüp başkanları, teknik direktörleri, yöneticileri cezaevinde yatıyor.

Lig başlamasına kısa süre kala, play-off diye bir sistem getiriliyor, yangından mal kaçırılır gibi 40 kusür yıllık sistem değiştiriliveriyor.

Yayıncı kuruluş Lig TV'nin, ligin yönetiminde başak aktörlerden biri olduğu söylentisi ayyuka çıkıyor.

Neyse lig başlıyor, herkes hayatından memnun. Mutlu mesut tablolar çiziliyor. Fenerbahçe iki kazanıyor, üstüne Galatasaray iki galibiyet alıyor, şike, cezaevi, çete suçlamaları unutuluyor.

Bugünkü Galatasaray maçının temel resmidir tüm bunlar. İstemediği play-off zorla kabul ettirildi, değiştirilmeye çalışılan şike yasasının altına imzasını attı kulüp olarak. Ehh bu kadar şeye 'eyvallah' demişken, Abdullah Yılmaz denen adama da boyun eğmeyi bileceksin.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali, sezon başından beri elini 10 santimden yükseğe kaldırıp, hakeme baktın mı sarı kartı basıyorlar. Herifler hakem değil, Tanrı vekili gibi sahanın içinde. Uyanık olanı emekliliğini açıklayıp, kapağı TRT'ye atıyor. Muhtemelen, Grease'den çok etkilenmiş, saçları John Travolta özentisi pezevenk de, Bünyamin'den rol çalmaya çalışıyor. TRT'de para mı yok, Pazar akşamı olmaz, Salı akşamı koyarlar bir spor programı Abdullah götverinini oraya çıkartırlar.

Haa iğneyi başkasına batırırken, çuvaldızı kendimizden eksik etmeyelim. Bunları öyle haybeden centilmenlik çağrıları, entel-dantel görünmek için söylemiyorum. Servet denen sığırın yaptığı affedilir bir hata değil.

Pozisyon kırmızı kart ya da değil, o tartışılır ama sevgili sığırcık, taç çizgisine doğru yol almış bir adamın kolundan ne çekiştiriyorsun? Bırak gitsin herif dönemediysen kalecin var. O da olmazsa en fazla gol olur. 25'te oyuna girip, 44'te kırmızı kart gören adamın zekâsından şüphe bile etmem velakin olmayan şeyi arama gafletinde bulunduğum için gerizekâlının önde gideni yaftasını yapıştırırlar bana. Dakika 90 olur, yaparsın aynı hareketi, gol olsa da herkes seni alkışlar ama 44'te yapılacak iş değil bu üstelik takım 2-1 gerideyken.

Dönelim saha içinde olanlara; şimdi bu söylediğim şey için bir sürü adam yüklenecek bana biliyorum ama çok da umrumda değil. Fatih Teriml'in başında bulunduğu takımların hiçbiri sinirini kontrol edemiyor. Sabri sezon başından beri itirazdan kırmızı yiyor, Ujfaluši keza öyle. Maç 3-2'ye geldikten sonra Melo ve Selçuk'un kırmızı kart görmesi gerekir.

Hepimizin hayatta isyan ettiği şeyler var, kızıyoruz, sinirleniyoruz ama profesyonel bir iş yapıyorsak, bir noktadan sonra sinir kontrolünü yapmak gerekiyor. Sinirlenip, arkadan tekme atmak kimseye yakışır bir hareket değil. Haaa, madem sinirlisin git tekmeyi hakeme at, yardımcıya salla. Sana hiçbir şey yapmamış, topunu oynayan rakibe vurma.

İşler iyi giderken, hiçbir şey batmaz insanın gözüne de, sarpa sarmaya başlayınca ağır ağır batar, bu sinir konusu da böyle bir durum. Madem hakemler böyle bir uygulamaya gitti, o zaman ona göre davranacaksın. Yoksa hakemin saha içinde, dokunulmaz olduğunu filan düşünmüyorum, tam tersi bu yarı Tanrı pozisyonundan herkesten çok şikâyetçiyim.

Hakem iyi niyetli değildi. Neredeyse Tayland ligini bile izliyoruz. Böylesi gerginleşen maçlarda, hakemin iki takımın kaptanını çağırıp, biraz daha sakin olunması yönündeki telkinlerinin her yerde yapıldığını görüyoruz. İşte hakem tam da bunun için kötü niyetliydi.

Mesleki deformasyon (öğretmen kendisi) olsa gerek, saha içinde önüne geleni azarlıyor, bakışlar, tavırlar, iğrenç mi iğrençti. Bir de arkadaş, o saçının her telini ayrı ayrı siksinler e mi?

Başa dönüp, sonlandırayım. Bugüne kadar kimse sesini çıkartmadı olan bitene. "Bu arkadan kurulmuş ligde oynamıyoruz" denmeliydi. "Play-off'u istemiyoruz" deyip, transferlerini sürdürüyorsan samimiyet sorgular noktaya geliyor insan.

İki basın açıklamasıyla olacak şey değildi, geçen yılki iğrenç süreci kınamak. Kimin umrunda bu lig? Kim aynı heyecanla izliyor? Ortadaki pastadan iki dilim de biz alalım diye, bu boktan kurmacanın payendesi olunmaması gerekirdi.

Futbola dair de bir-iki kelam edeyim demek istiyorum ama ne yapsam çıkmıyor. Şu kadarını söyleyeyim, Eboue'den sağ açık, sol açık filan olmaz. Fatih Terim, bu adamın joker olduğunu nereden çıkarttı bilmiyorum ama kendisi kupa 2'li, maça 3, karo 4, hadi bilemedin sinek 6'lısı olur, başka bir şey olmaz. Riera konusunda halen kararsızım, çok çabuk asıldığını düşünüyorum.

Elmander gibi futbolcular lazım, sakinliğini koruyup aynı zamanda futbol oynamaya çalışan.

11 yorum:

Burak Eren dedi ki...

10 kişi kalan Galatasaray'da stoper olarak oynayan Ujfalusi'nin Riera ve Balta'nın sol kanattaki hücum acizliğinde çıkıp bindirme yapmasına ne diyorsun abi, bu bazı şeylerin resmi değil mi aslında? Eboue'den öte Riera'dan birşey olmayacak aslında sanki.

koala dedi ki...

Ben ikisinden de bir şey olacağı kaanatindeyim ama Eboue dama taşı olmazsa. Riera bugün çok koştu, zamanla daha iyi olacağını düşünüyorum. Çok değiştim lan ben :)

Burak Eren dedi ki...

Eboue'den hücum oyuncusu bence de olmaz, adam 6 hafta oynadı, oynamadığı pozisyon kalmadı, saçma bir durum :)

Sabri'nin bu performansında onu da kesemez, sola geçse desem yine karışık iş, gereksiz lükse kaçtık sanki ama bizim adımıza olmazsa olmaz iyi bir 10 numaradır. Hagi keşke harcamasaydı Misimovic'i diyorum her maç sonrasında.

koala dedi ki...

@ Burak Eren; Burak aklı olan herkes bu takımın orta saha oyuncusuna ihtiyacı olduğunu biliyordu. bana sorarsan, Eboue'yi almazdım. zaten Arsenal'de de en zayıf halka durumundaydı

Burak Eren dedi ki...

Forma alırsam arkasına Elmander yazdıracağım :) Bu kesin :)

koala dedi ki...

@ Burak Eren; İskandinav futbolcu alacaksın, sırtını dayayıp işini yapmasını izleyeceksin. Kallström için yanıp tutuştum ama olmadı işte, Fatih Terim istemedi kendisini.

selaminko dedi ki...

Kewell'ı gönderip Riera'yı getirenlere her maç bir kez daha sevgi dileklerimi gönderiyorum. Eboue beni her maç yanıltıyor. Bir cacık olmayacak belli oldu. Ayrıca açıkçası benim özlediğim şeyler tam da senin itiraz ettiğin şeyler. Geçen senelerde bu takımda beni en çok rahatsız eden konu bu adamların maçın gidişatına isyan etmemesiydi. Şimdi alayına isyan durumu mevcut. rakibe sert girmelerinden ben de hosnut değilim ama inan ki dün aksamki haksızlıklar karsısında heralde ben futbolcu olsam futbol hayatım sona ermişti. iyi bile sabrettiler. Ha bu arada futbolcu alacaksan iskandinav ya da alman alacaksın.

yyyyyyyy dedi ki...

Abi bence futbolcular iyi bile dayandı. Sabri'nin yerinde olsam çıldırırdım. Faul yok sürekli düdük çalıyor. Ayrıca yan hakemin "kırmızı kart hocam" derkenki tipi orgazm oluyor gibiydi. Boşaldı adam kırmızı kart hocam derken. Genelde yan hakemler elleriyle ağızlarını kapatır kararı söyler orta hakeme. Ama bu o kadar heyecanlıydı ki bağıra bağıra kırmızı kart hocam dedi. Hani orta hakem vermese bırakıp gidecek gibiydi yan hakem. Banane hocam vermiyorsun kart bende gidiyorum gibi. Gerçekten mizah bir tarafa bu da gözden kaçmamalı.

Adsız dedi ki...

Servet'in zekası bir yana iyi niyeti de sorgulanmalı. Daha önce de bir kaç maç yedek kaldığında maça girip abuk işler yaptığı olmuştu. Hollandalı'nın başını yediler bazı arkadaşlarıyla beraber ama bu seferki kolay lokma olmaycaktır.

Melih ERTAN dedi ki...

Elmander = iskandinav = İş Ahlakı.

Kewell'ın zekasını özlüyor insan Riera'yı görünce.

Yan hakem Orta hakemden daha büyük bir O.Ç'dur. Servet ve Sabri'yi attırdı.

Melih ERTAN(@gs_mertan)

Adsız dedi ki...

Sabrinin emekliye ayrılması gerekiyo bence ne kadar mücadele etsede takıma zararı var benim kanaatimce..