11 Kasım 2011

Erdoğan Bayraktar sansürü


5 gündür bok gibi hastayım, o yüzden olan biten hiçbir şeyden haberim yok. Sabah sabah işe geldim bütün sinirim ayağa kalktı.

Herkes biliyordur, bu 'Arena fatihi'nin Van depremi sonrası "Artık burası en güvenli yer. Evlerinize girin" sözlerini. 'En güvenli' yerde şu ana kadar 17 kişi yaşamını yitirdi. Halen enkaz altında olanlar var.

Bu suratında meymenetten eser olmayan adam, söylediklerinden çok utanmış olacak ki (!) önce sözlerinin 'yanlış' anlaşıldığına dair bir açıklama yapıyor.

Tabii, "Artık burası en güvenli yer. Evlerinize girin" derken aslında başka bir şey söylemek istedi ama hepimiz gerizekâlının önde gideni olduğumuz için bunu kavrayamadık.

Deniz Baykal'dan çok hoşlanmam ama bugünkü iktidar için dile getirdiği 'korku imparatorluğu' tanımlaması, tarihi bir söylemdir. Gerçekten de, ülkede 'korku imparatorluğu' kurdular.

Bunun son örneğini de, Erdoğan Bayraktar haberinde yaşamışız. Öğleden sonra gelen bir telefonla, Erdoğan Bayraktar'ın "Artık burası en güvenli yer. Evlerinize girin" açıklaması medyadan kaldırılıyor.

Yok yanlış duymadınız, haber çıkartılıyor. Artık seve seve mi yaparsınız yoksa sike sike mi yaparsınız o sizin tercihiniz!

Başbakan Erdoğan'ın medya patronları ve yöneticileriyle yaptığı görüşme, meyvelerini veriyor. Daha önce reklamcılar aracılığıyla yaptıkları sansürü (burada okuyabilirsiniz) taşeron kullanamadıklarından ötürü, kendileri yapıyor.

Gerçekten bir korku imparatorluğu yarattılar. Gazetecilerin, yazarların, profesörlerin, siyasetçilerin cezaevlerine atıldığı ülkede, biz kendimizi demokrasi, insan hakları diye kandıralım.

Medya hepimizi; kan, vahşet, taciz, tecavüz, seks haberleri ile oyalıyor. Kendi arkadaşları cezaevinde ama onlar doğru düzgün bir satır yazamıyor. Şu televizyonlara çıkan, gazetelerde köşe yazan adamlar var ya, hiçbiri adam değil onların. Hepsi büyük aldatmacanın payendeleri. Ay sonunda cebine girecek onbinlerce doları düşünüyor, altındaki arabasının alınmasından, şoförsüz kalmaktan korkuyor. "Rahatım, konforum ya bozulursa" diye endişe ediyor.

Ne zaman elleri ayarlarına dolaşsa, basına sansür uyguluyorlar. Erdoğan Bayraktar da bu olaylardan biri olmuştur.

Aşağılık düzende, aşağılık yönetenleri olan bir ülkede, aşağılık bir basına sahibiz. Hepsi bizi sikmek, olan biteni unutturmak için.

Sabah sabah iç açıcı olmadı biliyorum ama hepimizi ayakta sikiyorlar. Umarım farkına varabiliriz...

Hiç yorum yok: