İMC TV'den, sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkartılan emekçilerin direnişi sürüyor. Bir haftalık süreç içinde, İMC TV ve Türkiye Gazeteciler Sendikası bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası İMC TV'den yapılan açıklama aynen şudur: Link de budur
Açıklamayı okuduysan devam ediyoruz. Şimdi, açıklamada ne diyor: "Kurumumuzdaki iş ve çalışma kurallarına ve ahlakına uygunsuzluk nedeniyle vuku bulan işten çıkarmaların, demokratik kamuoyunu manipüle eden bir linç kampanyasına dönüşmesi üzerine ikinci bir açıklama yapma gereği duyduk."
Bu söz ettikleri linç kampanyasına (!), ben de dahil olmuş bulunuyorum çünkü şu yazı, arkadaşları biraz incitmiş. Neyse, ona değiniriz ama İMC'den yapılan açıklamaya devam edelim. Açıklamalarında, "Kurumumuzdaki iş ve çalışma kurallarına ve ahlakına uygunsuzluk nedeniyle vuku bulan işten çıkarmaların, demokratik kamuoyunu manipüle eden" diye bir ifade var. Yani Türkçesi, "Biz aslında sütten çıkmış ak kaşığız, bu işten çıkarttığımız insanlar işyerinde birtakım ahlaksızlıklar yapmıştır ve yetmiyormuş gibi üstüne de, bizim hitap ettiğimiz kamuoyuna bizi yem etmişlerdir."
Hadiseyi bilmiyor olsam, "Şu çalışanlara da bak sen, adamlar sana iş vermiş, ekmek vermiş, sen ahlaksızlık peşindesin" diye çıkışasım geliyor. İMC TV, Türkiye Gazeteciler Sendikası ile yaptıkları görüşmeden sonra sitelerine de koydukları açıklamada devam ediyor: "Söz konusu işten çıkarmaların iki çalışanın bir diğer çalışanı tehdit etmeleri ve bu tehdit tutumunu aleni olarak savunmaları, yöneticilere hakaret etmeleri ve saldırmaları sonucu işten çıkarılmaları, bunun ardından diğer bir grup İMC çalışanının, İMC yöneticilerine ve İMC'ye hakaretler içeren, İMC'yi bir klüp, bir dernekle karıştırırcasına ve söz konusu kişilerin neden işten çıkarıldığını sorgulamadan 'yönetimin istifasını' isteyen mailler göndermesi nedeniyle gerçekleştiği daha önce kamuoyuna duyurulmuştu."
Bak burası önemli. Pek çok işyerinde, çalışanların kendi arasında takıldığı mail grubu vardır. Bu mail grubu 'özel'dir. Özel diyorum bak, özel. Ama İMC TV yönetimi, bu özel mail grubunda yazılıp, çizilenlerden haberdar ve açıklamasında "yönetimin istifasını isteyen mailler göndermesi nedeniyle" ifadesine de vurgu yapıyor. Birader, sen insanların özel mail gruplarında yazılanları mı takip ediyorsun. Sağda solda "ben farklıyım" diye fiyaka yapıyorsun ama devletin vatandaşı dinlediği, takip ettiği gibi, çalışanlarının ne yazdığını mı takip ediyorsun? Nerede kaldı senin farkın peki? Ayrıca insanlar, başlarında bulunan yöneticilerden rahatsız olabilir ve bunu dile getirebilir. Bunun yöntemi, bu talebi dile getiren insanların işten çıkartılması mıdır? Eeeee hacım, senin, eleştirdiğin devletten ne farkın kaldı diye soracağım ama yüz surat hacı murat tavrıyla buna da bir kulp bulunur elbette. Farklıymış (!) Tabii, çok farklısın.
İMC TV'den açıklama devam ediyor: "Yine Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi ve Genel Başkan Yardımcısı Mete Öztürk'le dostane bir ortamda yüz yüze gerçekleşen bir görüşmede konunun ayrıntıları ve nedenleri, olgularla ve belgeleriyle birlikte kendileriyle paylaşılmıştır. Kanalımızın, çalışanlarının sendikal örgütlenme hakkına en küçük bir engelleme içinde olmadığını, olmayacağını ve bu hakkın somut kullanımına da kesinlikle saygılı olduğunu ve olacağını en üst düzeyde kendilerine ifade ettik."
Burası en şenlikli yer. Türkiye Gazeteciler Sendikası ile görüşmüşler ve bu görüşme 'dostane' geçmiş. Sevsinler senin 'dostane' görüşmeni. Kamuoyuna mesaj veriliyor, "Bakın gördünüz mü, Türkiye Gazeteciler Sendikası bile bizi haklı görüyor" diye.
Haaaa öyle mi canımın içi. Şimdi bu yazıyı okuyorsan, hemen www.tgs.org.tr'ye giriyorsun. Bakalım görüşme ne kadar 'dostane' geçmiş görelim. Haaa bu arada TGS ile yapılan 'dostane' görüşmeyi, 3 gün önce internet sitesine taşıyan İMC yönetimi, ne hikmetse, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın yapmış olduğu açıklamayı, sitesine koyamıyor. Koyamaz çünkü koymak için insanda utanma olması lazım, o da çalışanına küfür eden, çalışanının değerlerine küfür eden, çalışanı için kanal binasına polis çağıracağını söyleyen yöneticide olmaz. Herif polis diyor bak. Bildiğin 'polis getiririm' demiş. Gerçi bu farklı diye belki kanala 'stasi' filan getirirler. Polis sevdalısına bak sen, polis getirecekmiş.
TGS'nin açıklamasında gayet net biçimde, çalışanların sendikal faaliyet nedeniyle çıkartıldığı belirtiliyor. Sen rastlantıya bak ki, çıkartılan 7 kişinin hepsi de sendikalı emekçiler. Üstelik aralarında sendika temsilcileri de var.
Bok yiyen adam, boku yedikten sonra sıvamaya çalışır. Sıvadıkça sıvar, sıvadıkça sıvar. Resmi belki kapatabilir ama o bokun kokusu öylesine berbat yayılır ki, aslında herkes onun boka bulandığını bilir.
İMC yönetimi, yaptığının farkına vardı. 7 çalışan için kanalda yayın durdurulacağını tahmin edemiyorlardı, 7 çalışanın seslerinin kamuoyuna ulaşamayacağını sanıyorlardı ama yanıldılar.
Tipik Akp tavrı sergiliyorlar. Akp de aynısını yapıyor. Bakanlarının yemediği halt kalmıyor, gaf üstüne gaf yapıyorlar ama hemen görevden almıyorlar. Bekliyorlar bir süre ortalığın durulmasını, aradan bir yıl geçince o bakan görevden alınıyor. İMC TV yönetimi de aynı tavırda. İşten çıkarttıkları emekçileri işe geri alırlarsa, geri adım attıklarını ve bundan sonra ipleri çalışanlara bırakacaklarını düşünüyorlar.
Eleştirdikleri kurumların ve tavırların aynısını uygulayan insanlardan ölesiye tiksiniyorum.
Kanalında sendika programı yapacaksın, çalışanın sendikalı oldu diye işten çıkartacaksın.
Kanalında, polisin sokaktaki tavrını sorgulayacaksın, eleştireceksin, tartıştığın çalışanına "Sizi TC'nin polisiyle binadan attıracağım" diye en kibar haliyle ifade edecek olursam faşizme sırtını dayayıp, çalışanını tehdit edeceksin.
Sendikayla görüşeceksin, kamuoyuna toplantının 'dostane' olduğunu söyleyip, hadiseyi 'biz haklıyız'a getireceksin ama Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın yaptığı açıklamada üç maymundan rol çalacaksın.
Kanalında, gizli dinlemeleri haber yapacaksın, eleştireceksin bunları ama sen milletin özel mail gruplarında yazılan çizilenleri radarına alacaksın.
Kanalında herkesi, her şeyi eleştireceksin, insanlar seni eleştirdiğinde onları işten çıkartıp, üstüne ahlaksızlıkla suçlayacaksın.
Bu işler Ahmet Hakan'ın iki tweet atmasıyla olmuyor canım benim. Cümle aleme rezil oldunuz ve daha da beterine hazırlanın derim size.
Bir de arkadaş, bugüne kadar hangi işyerinde patronun, işyeri yönetiminin "Evet, benim çalışanım sendikalı olduğu için işten çıkarttım" diye bir açıklama gördünüz. Herifler aleni olarak yalan söylüyor, o mum yatsıya kadar yanar, yatsı da çalışanların mahkemede aldıracağı karar olur.
Bu arada konuyla ilgilenen arkadaşlar için söylüyorum. Yarın (6 Mart Çarşamba) İMC TV binasının önünde saat 14.00'te işten çıkartılan emekçilere destek olmak için Eyüp'teki Flatofis'nin önüne gelin. Bu insanları yalnız bırakmayın.
Bu arada takip etmek isteyenlere, çalışanların twitter adresi budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder