16 Aralık 2009

Bir fotoğrafın anlattıkları


Meşhur maç, herkesin hatırladığı bu kare. Maçı izlerken, bu anı gördüğümde kendi kendime "Helal olsun" demiştim. Sonra eve giderken otobüste "Niye helal olsun ki?" dedim. Tabii ki, gırtlak gırtlağa girmeyecekler ama bir takım olma olgusu içinde iki adamın bu kadar boşvermişliğine de kızdım.

Lincoln'ün hikâyesini bilmeyen yok gibi. Anlayamadığım bir biçimde hâlâ büyük özlem içinde olanlar var kendisine. Süper bir yetenek olmasıa karşın, berbat bir profesyoneldi. Galatasaray'a gelmiş en kötü yabancıydı, birçok kişi tersini düşünse de. Bu ayrı bir yazı konusu aslında, ertelemezsek sözümüz olsun.

Şimdi gelelim fotoğraftaki bir diğer kahramana. Corinthians, Roberto Carlos'un transferini resmen açıkladı. Tıpkı Lincoln gibi; boşvermişliğinin belgesiydi bu fotoğraf. Arap yarımadasına gideceğine, daha yaşanılır bir yer olan Türkiye'yi seçti.

Su götürmez bir gerçek, her ne kadar performansı beklentilerin (benim beklentilerimin üstündeydi bile) altında kalsa da, Fenerbahçe'nin tanılırlığı açısından çok olumlu bir transferdi. Bu açıdan zekice bir manevra olduğunu düşünüyorum.

Kuzenimle FIFA '99 oynarken, o benim takımımdaydı. Zora düştüğümde forvete geçirirdim, hızından ve şutundan faydalanmak için. O yüzden sempatim ayrıdır.

Çekip gidiyor... O kendi istediğini aldı, Fenerbahçe de kendi istediğini... Bize de 'Yolun açık olsun' demek düşüyor.

2 yorum:

Turan dedi ki...

Ben de tersini düşünenelerdenim. Lincoln, Hagi'den sonra Galatasaray'a gelmiş en büyük yetenekti. Saha dışı olayları zaten hep vardı. Schalke'nin satma sebebi de bu. Bunu gelirken de biliyorduk, bilmemiz lazımdı. Eğer saha dışında da iyi adam olsaydı bize değil Bayern'e filan giderdi zaten.

Ama sanki birden bire disiplinsiz olmuş gibi yaygara koptu. Bu adam böyleydi zaten. Madem katlanamayacaktık niye aldık.

koala dedi ki...

@ Turan; futbolculuğuna, yeteneklerine hiçbir zaman sözüm olmadı. Çok büyük bir yetenekti fakat profesyonelliği ne yazık ki berbattı. Ben hep içselliştiririm bu tip konuları. Benim yanımda çalışan adam, sürekli işe gelmeyecek ve canı istediğinde haber yapacak, istemediğinde yapmayacak. Benden kat be kat fazla maaş alacak hem de. Kusura bakmasınlar 'hop' derim.

Biz zaten şımarıklığın çekmeye razıydık, zaten o yüzen de şımarttık. Ama her Brezilya gidişinde minimum 7 gün takması olmadı.

Zaten eğer 'adam' olsaydı, bugün futbol oynuyor olurdu. Frankfurt'a bile gitmedi. Futbol oynamaya niyeti yok.