10 Temmuz 2010

Yeter demeyi öğrenmeden


Daha kaç maden emekçisi hayatını kaybedecek?
Daha kaç cenaze evlere gönderilecek?
Daha kaç ölüm izleyeceğiz?
Ölümlerde aklımıza düşüp, sonra unutmamayı yine başaracak mıyız?

Bu kez bedeli kaç TL olacak, bir emekçinin hayatı. 5 bin mi? 7 bin mi?
İnsanlar ölmeye devam ederken, hiçbir önlem almayanlar ellerini kollarını sallamaya devam mı edecek?
Bu ölümler sürerken, biz kısır tartışmaların ekseninde dolaşmaya devam mı edeceğiz?

Biri ya da birileri 'yeter' diye haykırmayacak mı?

Ruhum sıkılıyor, içim bunalıyor. Kıvamı tutmamış cinayetler gibi bu ölümler. Aslında cinayet(ler) işleniyor. Bütün bir ülkenin gözüne baka baka, cinayet işliyor, yemeye doymamış yağlı kompradorlar.

'Yeter' demeyi öğrenmeden, tepkilerimizi yüksek sesle haykırmadan bu ölümler sürecek.

Peki biz ne zaman ses çıkartacağız?
Ancak ateşin düştüğü yer, bizim ocağımız olduğunda.
Yani yılan, bize dokunmadığı sürece bin yaşayacak öyle mi?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

gerekli açıklamalar yapılmıştı:

'Ölmek kaderlerinde vardı.'

'Guzel olduler.'