29 Aralık 2010

Sporda Şiddet Yasası, fişlemeye dönüyor


Galatasara-Fenerbahçe U17 maçında yaşananlardan sonra Sporda Şiddet Yasası hızlandırıldı. Dün Bakanlar Kurulu'ndan geçen yasa tasarısında olumlu denebilecek maddelerin yanı sıra onaylanmayacak pek çok maddeyi de beraberinde getiriyor.

Buna göre, maçlara gideceklere gideceklere (Süper Lig ve Bank Asya, voleybol ve basketbol 1. ligleri) parmak izi ve fotoğraflı kart verilecek.

Bu karta daha sonra maça göre bilet girişi yüklenebilecek. Karta para yatırmak suretiyle her maça göre de yükleme yapılabilecek. Bu kartla stadyuma girilebilecek. Stadyumda elektronik donanımların da yer alacağı sistem kurulacak.

Sistemde kartınız geçerli ise içeriye girebileceksiniz. Geçerli değilse girilemeyecek. Parası eksikse de girilemeyecek. Daha önce maçlarda olay çıkarmış, ya da yasaklanmış olan bir kişi ise, onun kartı iptal, ya da belirlenen bir süre içinde iptal edilecek.

Her şeyi anladım da, parmak izi almak ne oluyor anlamadım. Hayatımda pek çok maça gittim, hiçbirinde ne olaya karıştım, ne de olumsuz bir davranışta bulundum. Benim gibi insanların suçu nedir de, parmak izi vereceğiz.

Parmak izi dünyanın her yerinde suçluların belirlenmesinde kullanılır. Bir suç oluştuğunda ya da suçun oluşmasının ardından yetkililer tarafından alınır. Bu işin spor karşılaşmasıyla ne gibi bir ilgisi var, anlayamadım.

Bir spor müsabakasına gideceğim diye kimse parmak izimi alamaz. Eğer bu uygulama ciddi anlamda gerçekleştirilecekse, şimdiden televizyon başındaki yerimi almam lazım. Çünkü kusura bakmazlarsa kimseye parmak izimi vermem.

Adam gibi yasa çıkartamayacak aptallar tarafından yönetilmek, iyiden iyiye ağrıma gitmeye başladı. Her yasanın güvenlik adı altında fişlemeye evrilmesi de cabası.

3 yorum:

Ozan dedi ki...

bu sistem bence işlemez abi yatar gibi geliyor bana hadi hayata geçti yılda gittiğim 2-3 maçı geçmez onun içinde parmak izi verip kartmı alıcaz iyice saçmaladılar klup kombileri isme göre satsa bu kadar bilgi toplamaya gerek kalmaz ve kombine karaborsasıda biter

Saunders82 dedi ki...

Valla 'V for Vendetta' filmindeki hayali İngiliz hükümetine eşdeğer bir iktidar partisi ve ordaki başbakanla birebir uyuşan bir başbakanımız var. Bodrum'da sağda solda V sembolleri sprey boyalarla sıkılıyormuş hergün gizliden gizliye. Bir yanda Üniversite öğrencilerinin altına odun atıyorlar, ateşi ölçüyorlar. 2007 seçimlerinden bu yana önce gazetecileri, aydınları içeri tıktılar bir takım suçlularla aynı kefeye kondular ve hala içerideler. Bir korku orda salındı zaten. Adına da 'Ergenekon' (Türklerin ve milliyetçilerin yegane destanıdır) dediler. 1.5 yıl bu konu işlendi. Sonra askeri itin kıçına sokup çıkardılar. Onun adına da 'Balyoz' dediler. Cami bombalayacakmış asker dediler Taraf diye bir gazetenin ardına saklanarak. 1.5 yıl da bunu işledir halkın tek güvendiği kurumun güvenilirlik %'si 80'lerden 60'lara indirildi. Finali 30 yıl önceki 80 darbesini durmadan gündeme getirip referandumla özdeşletirip 'Evet' çoğunluğunu da alarak anayasayı bildikleri gibi yaptılar, muhalefete bile sormadan. Ortaya saldıkları 'Dinleniyoruz', 'Herkes dinleniyor' söylentisi en habersiz evlere kadar kulaktan kulağa yayıldı.

Şimdi kalkıp maçlarda parmak izi istemek özetle bundan sonra her yerde parmak iziniz alınacak demek. Sen maçlara gitmem dersin ama bu sadece başlangıç. Herkesin parmak izini alacaklar. Bu uygulama karakollarda her girene yapılıyor. Pasaport cüzdanını alırken bile alıyorlar. Askerde de alıyorlar. Her şeyi alıştıra alıştıra yapıyorlar. İşaret ettikleri 2023'te bu süratli gidişle nasıl bir Türkiye'de yaşayacağımızı hayal edememek için 3 maymunu oynamak gerek.

O yüzden 2011 seçimleri ciddi anlamda Türkiye'nin son şansı olacak. Battı balık yan gider derler bu balık okyanusun dibine doğru hızla yol alıyor haberiniz olsun...

Adsız dedi ki...

pes artık bu kadarınada